Jamont Gordon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jamont Gordon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Haziran 2013 Cumartesi

Galatasaray LH Transfer Stratejisi

Önümüzde 5 farklı kombinasyon var kafamda, daha fazlası da muhakkak vardır ama ben şimdilik olma ihtimalleri yüksek olanları yazıyorum.



Kısa pozisyonuna adı geçen Planicic ve Spanoulis, gönderilmesi düşünülen Jamont Gordon ve Arroyo’nun yer aldığı 5 farklı kadro. Uzunlara şimdilik dokunamadım çünkü her gün farklı bir isim çıkıyor karşımıza. Ayrıca yine Markoishvili'nin gönderilmesini isteyenler oldu, ama onun takımdan kesilmesini beklemek akıl karı değil, bir takımda sadece yıldızlar olmamalı. Görev adamı tanımının karşılığı, bu işi Avrupa'da en iyi yapanlardan biri Marko Paşa takımda kalacaktır.

1. SENARYO

PG: Carlos Arroyo-Ender Arslan-Engin Atsür
SG: Jamont Gordon-Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Manuchar Markoishvili-Cenk Akyol-Göksenin Köksal
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Bu seneki takımın sadece uzunlara yaptığı ekleme. Olabilecek mantıklı senaryolardan. Geçen sezonun şampiyon kadrosu. Hocanın sevdiği düzeni düşünürsek 4’e bir şütör ve 5’e Boni’nin özelliklerinden daha çok skorer kimliği olan ve alçaktan skor üretebilecek bir pivot. Takımın limiti belli. Arroyo, seni senle aynı seviyedeki rakipler karşısında bir adım önde kalmanı sağlar,hücumda tıkanmanı engeller. Ama daha üstü için yeterli mi, bilemiyorum.

2. SENARYO

PG: Carlos Arroyo-Zoran Planinic-Ender Arslan-Engin Atsür
SG: Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Manuchar Markoishvili-Cenk Akyol-Göksenin Köksal
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Kağıt üstünde bu da güzel, ama işin detayına inildiğinde bazı sorunların olduğu apaçık. Arroyo belki zekasıyla off-guard’a kanalize olabilir, o rolü de kotarabilir. Ama hocanın takımında 1. el Planicic mi olur, ondan şüpheliyim. Zoran’ın 2’ye kayması ondan alınacak maksimumu engeller. Beraber sahada kaldıkları süre boyunca Planicic-Arroyo ikilisinin savunmada getireceği açıklar 80+ sayıyla bile sağlanamayabilir, bir nevi bu seneki Fenerbahçe Ülker sendromu. Onların problemi uzunlardaydı, burada ise kısalarda. Ve sana burada alan sağlayacak Jamont Gordon’u da gönderiyorsun. Jamont Gordon’un gitmesi demek senin spacing sorununun başlangıcı demek.Oyuncuların sana biraz daha baskılı savunma yapması ve ilk tercihi penetre olmayan oyuncuların dışarda top çevirmek zorunda kalması demek. İlla gönderilecekse değil, onun görevini yapabilen birisi gerekiyor, örneğin Siena’da final MVP’si olmuş Daniel Hackett.

Tamam kısalar yaratıcı ve bir şekilde birebirlerle sayı üretebilirler ama hem hücumda, hem savunmada yaratacağı problem bu kadronun sezona ölü biçimde başlamasını sağlıyor.

3. SENARYO

PG: Carlos Arroyo-Engin Atsür-Ender Arslan
SG: Vassilis Spanoulis-Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Jamont Gordon-Manuchar Markoishvili-Göksenin Köksal-Cenk Akyol
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Jamont Gordon’u çıkarınca yukarıdaki sorunların hepsi yine ortaya çıkıyor, belki biraz daha az hasarla. 2. senaryoya göre nispeten daha iyi durumdasın, çünkü Planicic yerine elinde Spanoulis var. Hücumda top paylaşımı ve savunmada adam karşılama problemi minumuma çekilebilir. Ama bu sefer elinde 3 pozisyon için tam 5 yabancı ve 5 türk oyuncun var. Göksenin’in seneye hazır hale geleceğini öğrendiğimize göre Sinan Güler transferinin mantıksızlığı yine ortaya çıkıyor.

4. SENARYO

PG: Zoran Planinic-Ender Arslan-Engin Atsür
SG: Jamont Gordon-Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Manuchar Markoishvili-Cenk Akyol-Göksenin Köksal
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Spanoulis’in olmadığını varsayıyoruz ve Arroyo da masaya kabul edemeyeceğimiz bir teklif getiriyor. Biz de ikinci alternatif olarak Planicic ile sezona başlıyoruz. Pivot pozisyonuna Paul Davis’in getirilmesi bana göre şart. Geçen sezon Khimki’de nasıl bir bağlantı içerisinde olduklarını gördük. 

Planicic dediğimiz adam şu an Euroleague’in değerli 3-4 point guardından birisi, attan inip eşeğe binmelik bir durum yok haliyle. 4 numaralı pozisyona ise Davis’e alan açabilecek, yine şutu olan birisini alırız.

5. SENARYO

PG: Vassilis Spanoulis-Ender Arslan-Engin Atsür
SG: Jamont Gordon-Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Manuchar Markoishvili-Cenk Akyol-Göksenin Köksal
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Yine üstteki senaryonun benzeri, dümenin tamamiyle Vassilis’e bırakıldığı, top paylaşımının diğer tüm alternatiflere göre maksimumun alındığı durum. 6. yabancı Henry-Gordon değişmeli olarak oynayacak ve 3 pozisyon için ligde yeterli miktarda oyuncu süre alacak (8 oyuncu)

ZAZA SENARYOSU

Yukarıda kurulan kadrolara Zaza Pachulia eklendiği saniyede senin elinde 5 numaradan başka bir pozisyona geçişi mümkün olmayan 2 oyuncu kalıyor. Bu yüzden hocanın röportajlarında sıklıkla vurguladığı 3-4 oynayabilen bir oyuncu alınacaktır. (Örnekler: Kostas Kaimakoglu-Linas Kleiza-Luigi Datome) Pivot içinse yine 4 numaraya geçişi olan, pick and roll sonrası orta mesafe yollayacak biri düşünülür. (Örnek Lampe)

Yine İzzet ile alakalı haber: İyi Galatasaraylı ve rotasyonda gayet güzel bir alternatif olur. Gelmek istemesine rağmen yüklü bonservisi ve Banvit başkanının onu bırakmak istememesi transferin önünde engel. Bu sene de gerçekleşeceğe benzemiyor.

Benim tercihim 5 numara.

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Galatasaray Normal Sezon Değerlendirmesi

Play-offlar başlamadan önce aklımda sezonun değerlendirmesini yapmak vardı bari bu nasip olsun. Blogu açtıktan gelin gibi süsleyecektim içini, yazıhane vol 2. yapacaktım onu ama zaman bulunamadım, bulsam da akla gelmedi, aklıma gelse de üşendim.

Guardlar, forvetler ve pivotlar olmak üzere 3 bölüme ayırıyorum, en sonunda da Ergin Ataman’a değineceğim.

GUARDLAR

Can Korkmaz


TBL İstatistikleri: 12 maç – 2.7 sayı, 0.9 asist.
EC İstatistikleri: 2 maç – 4 sayı, 2.5 asist

Herkesin dilinde Arroyo ile oynaması ona çok şey katacak gibi laflar duyuyoruz, ki bu düşünceye bende katılıyorum. Ama Can’ın artık eti belli sütü belli, seneye 22 yaşında olacak. Galatasaray’a geliş hikayesini yakın bir arkadaşımdan duyduğumda kulaklarıma inanamadım, bunu burada paylaşmak olmaz tabii. Sene içinde sakatlıklardan ötürü oynama fırsatı buldu. Normal şartlarda ben kadroda 13. adam olarak kalacağını düşünüyordum veya tekrar kiralanmasını bekliyordum. Arroyo’dan kapabileceğini kapması, sonra da kiralık olarak 1.ligde top oynaması lazım. 2.lig tecrübesi bu kadar yüksekken ve Daçka’da da iyi performans göstermişken, 1.ligin alt-orta sıralarında back-up guard olarak kalması onun adına hayırlı olur. Can, kritik maçların hiç birinde sahada yer almadı, kopan maçlarda fena olmayan şeyler gösterdi. Top hakimiyeti, şütör özelliği fena olmasa da ikili oyunlar konusunda henüz buralar için ham. Elimizde onu değerlendirebileceğimiz veriler oldukça az aslında, Kızılyıldız maçında iyi süre alsa da pek bişey ortada koyamadı. Haftasonu oynanan Telekom maçında ise kopan maçta iyi kararlar verdi. Gelecek sene Galatasaray’da bu sene gibi badireler yaşanmazsa süre alacağını pek sanmıyorum.

Ender Arslan


TBL İstatistikleri – 9.2 sayı, 3.0 asist
EC İstatistikleri – 6.8 sayı , 2.7 asist

Geçen sezonun benzeri yine bu sezonda oldu, Ender sezona inanılmaz başladı. Hatırlarsanız, Fenerbahçe’ye karşı kazandığımız Cumhurbaşkanlığı maçında 18 sayı 7 asist yapmıştı. Biraz Ömer Üründül misali olacak ama ‘çok acayip bir oyuncu’. Ömrüm boyunca da anlayamayacağım sanırım bunu. Her sene nasıl oluyor da, ‘o sene bu sene mi?’ diye sorgulatıyor, ben bilemiyorum. Şunu biliyorum ama, artık kanmayacağım Ender’e. Neyse, sezon içindeki performansı her zamanki Ender portresini izledik. İyi başladı, kötü gitti, toparladı, hop tekrar aşağı. Temponun yukarıda olmasına ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda, özellikle Marko ve Arroyo ile sahadayken katkı verdi ve kariyerindeki en yüksek üçlük yüzdesini yakaladı. Kazanılan Fenerbahçe maçının da mimarlarından. Bunun yanında Karşıyaka ve TED maçlarını da artı hanesine yazabiliriz. Genel olarak performansı beni rahatsız etmese de onun durumu futbol takımındaki Emre Çolak’a benziyor. Play-off’ta Ender’e yerli statüsünden dolayı inanılmaz ihtiyacımız var.

Engin Atsür


TBL İstatistikleri – 3.8 sayı, 2.0 asist, 0.8 top çalma
EC İstatistikleri – 5.1 sayı, 1.5 asist

Ender’in tam tersi şekilde yavaş viteste başladı sezona. Ama haftalar geçtikçe onun da çıtası yükseldi. Sezon öncesi oynadığı Fenerbahçe maçında da, deplasmandaki Kazan maçında da ‘Büyük oyuncu büyük maçta’ oynar düşüncemizi pekiştirdi ama performansının yükselen kısmına kadar hiç hoşnut değildim. Açıkçası hocayı suçluyordum bu konuda da. Sonraları Engin’in de süre aldığı 15 dakikalık bölümde ortaya bişey koyamadığını, ilk 5 çıkmasına rağmen takımın ritim kazanması için çok çaba sarf etmediğini gördüm. Ancak bu durumdan muhtemelen o da hoşnut değildi ki, hocayla birebir görüştü, hoca ondan neler alabileceğini gördü ve bu şekilde takımın en güvenilir ellerinden oldu. Potansiyel olarak takımın en iyi kısa savunucusu Jamont Gordon olsa da, o en istikrarlı savunma yapan oyuncu olarak çıktı karşımıza. Çünkü ayak yavaşlığını zekasıyla kapatıyordu. Sakatlığının formda olduğu döneme gelmesi hem onun adına, hem de takım adına çok çok büyük bir kayıp. Play-off’ta tansiyonun düşük olduğu yerlerde onun karar vericiliğine ihtiyacımız vardı. Genel tabloda Engin için ‘daha iyisi olmalıydı’ diyorum.

Carlos Arroyo


TBL İstatistikleri – 13.4 sayı, 3.0 ribaunt, 4.3 asist
EC İstatistikleri – 12.4 sayı, 3.0 ribaunt, 4.8 asist

İstatistikleri yukarıya yazarken acaba ne şekilde övebilirim dedim kendi kendime. Geldi ve takımın çehresini bir anda değiştirdi. Oynanılan topu 2 kat yukarıya çekti. Hücumda geçen seneki takıma benzer çözülmelerin ve sayı bulamama problemini yerle bir etti. Daha sezon başında yapılması gereken bir hamle olduğu için şube yöneticilerine biraz sitem ediyorum açıkçası. Şu ana kadar oynadığı 25 maçın Kazan hariç hepsinde de elinden gelenin en iyisini vermeye çalıştı. Onda da mali problemler ayyuka çıktı, N’dong&Marko hariç yabancıların hiç biri top oynamadı. Belki kupa finalinde Arroyo gibi zeki bir oyuncu Sato’nun savunmasına karşı daha akılcı çözümler üretebilirdi, başka da bir problem göremiyorum. Takım tıkandığı anlarda ne gerekiyorsa yaptı, hem kendi sayısını attı, hem de Furkan ve Jamont’u tekrar hayata döndürdü. Ne kadar teşekkür etsek az bu adama. Seneye de kalması 2 taraf için en hayırlısı olur.

FORVETLER

Cenk Akyol


TBL İstatistikleri: 9.2 sayı, 2.6 ribaunt, 1.3 asist, 0.8 top çalma
EC İstatistikleri: 7.3 sayı, 1.7 ribaunt

Karşıyaka maçına kadar olan sürede takımın en iyi isimlerindendi. Hatta şöyle söyleyelim; Ender’de olduğu gibi ‘acaba o sene bu sene mi’ sorusunu herkese sordurttu. Karşıyaka maçında son topu sokamadı ve işler onun epey için ters gitti. İzmir’deki maçtan sonra Arca ile ‘burdan kendini bozmazsa artık Cenk olmuş demektir’ tarzı bir konuşma yapmıştık ama hem istikrarsız oynadı, hem de sakatlığı oynamasına bir süre engel teşkil etti. Bir de şu var tabii, üstad trouble’nin de kardeş blogumuz olan şanlıspurs’ün yorumlarında dediği gibi ‘1.cenk akyol misali büyük maçlarda yüzdesi düşük ama royal halı maçlarında 5 üçlük arka arkaya yollayan şutör.’ kategorisinde olduğunu değiştirmesi için play-off performansının kesinlikle yukarda olması gerekiyor. Ayrıca Efes’in Birkan’ı elimizden kapması Cenk’i almamıza vesile olduğu için onlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu kadar bok attım belki ama Cenk’den o ilk dönemki performansının devamını göremediğim için, kızgınım. Yoksa o da iyi bir sezon geçirdi. Kariyer sayı ortalamasını yaptı, ribaunt ve top çalmayı tekrarladı. Gelecek sene de kadroda tutulması şart.

Manuchar Markoishvili


TBL İstatistikleri: 10 sayı, 2 ribaunt
EC İstatistikleri: 12 sayı, 1.3 ribaunt

Seni Allah mı gönderdi be adam :( Blake’i, Bracey’i istediğim için sana karşı hep borcum olduğunu düşüneceğim sanırım Marko Paşa. Onları yaratıcı yönlerinden ötürü istemiştim ama sen bana tokat attın resmen perde çıkışı şutlarınla. Neyse geyiği bırakıyorum. Arroyo’nun gelişiyle takımın nasıl düzlüğe çıktığını söylemiştim, Marko’nun sahada olmasının da büyük etkisi var. Adam kurulan pickleri o kadar güzel kullanıyor ve 24 saniye durmadan cut yapıyor ki, topsuz oyunda bile izlerken etkilenmemek mümkün değil. Bogdanovic ile birlikte ligin bileği en düzgün 2 oyuncusundan biri. Top elinden çıkarken lop diye içine oturacak diyorsun, yapıyor. Son maçlarda biraz istikrarsız attı, (Fener’e karşı normal şutlarını soksaydı tarihi fark gelebilirdi) ama play-off döneminde takımın en büyük kozlarından. Onun sahada olmasına çok ihtiyaç var. İlk geldiğinde kendini temastan sakınamıyor ve her topa el soktuğu için çok çabuk faul problemine giriyordu ama artık bu sorunu da aştı. O bize, biz de ona çok yakışıyoruz, umarım bu birliktelik devam edecek. Sezonun Galatasaray adına en güzel adamlarından.

Jamont Gordon


TBL İstatistikleri: 9.3 sayı, 2.4 ribaunt, 2.8 asist
EC İstatistikleri: 11.7 sayı, 3.3 ribaunt, 2.3 asist.

Rahmetli Kazım Kanat’ın ‘et mi balık mı anlayamadım’ sözünün karşılığı. Adama bakıyoruz, muazzam kol uzunluğu, atletizm, vücudunun üst bölgesi ile Avrupa’nın imrenilecek kısalarından. Bu adamın savunma ve penetre konularında hiçbir sıkıntısı olmaması lazım normal şartlarda, fiziğinin hakkını vermesi lazım. Ama sahaya bakıyoruz, el üstü şutlara konsantre olmuş, savunmada sadece kendi adamına bakıp, yardımları takip etmeyen bir oyuncu. Bunda biraz bizim hatamız da var, guard olmayan adama gel oyunu kur dedik, sonra 2’ye geç dedik. Biraz özgüven problemi yaşadı haliyle. Kızılyıldız, Banvit, Ulm gibi iyi maçları vardı ama istikrarsızlığın kelime anlamıydı Galatasaray adına. Kısa rotasyonunda stil farklılığı yaratacak olmasına takımın play-off’ta ihtiyacı var. Genel hatlarıyla bu sezonki performansından hiç ama hiç memnun değilim. Hidayet’in ilk Sacramento döneminde eleştirildiği gibi bolca şut atıyor, sadece yer yer parlıyor. Yapabileceklerinin yarısını bile yapmadı, buraya dikkat yalnız; yapamadı değil yapmadı. Gelecek sezon 6. yabancı olmayı kabul etmezse kontratından bi’ şekilde çıkılacaktır.

Milan Macvan


TBL İstatistikleri: 7.7 sayı, 3.2 ribaunt
EC İstatistikleri: 9.3 sayı, 5.0 ribaunt

Onun için söyleyebileceğim tek kelime: Hayalkırıklığı. 15-8 ile EL’i bitirdikten sonra onun hakkında düşündüklerim acaba hangi ACB takımına gideceği yönündeydi. Adını duyduğumda ihtimal dahi vermedim, böyle çıkış yapan oyuncunun hakkı EL’dir dedim. 17 yaşından beri takip ettiğim için gelmesi beni diğer tüm transferlerden mutlu etti. En sonunda tavanını bizde yapabilecek genç bir oyuncu geldi diye düşünüyordum ama ortaya koydukları tamamen fiyasko. İki tarafında suçu var bunun oluşmasında. Biz ona doğru yerde topla buluşturamadık, ona uygun setlerimiz çok yoktu ama onun da daha üretken olması gerekiyordu, dış şut sokması lazımdı takımdaki süresini arttırabilmek için. Orta mesafe bile atamadı, savunmada takımın en zayıf halkası oldu maalesef. Fenerbahçe maçında yaptığı lise seviyesindeki hataları uzunca bir süre unutamayacağım sanırım. Her pick sonrası altta kaldı, Andersen hayatının en rahat şutlarını attı. 2 senelik sözleşmesi olmasına rağmen takımda en net şekilde gönderilir dediğim ilk isim. Uyuşamadık Macvan.

Erwin Dudley


TBL İstatistikleri: 8.5 sayı, 6.2 ribaunt
EC İstatistikleri: 9.3 sayı, 4.2 ribaunt

Bu adam takımın net x-faktör’ü oldu sezon boyunca. Telekom’dayken de beğeniyordum ama geçen sene Ergin Hoca ile birlikte çağ atladı resmen. Savunmasının yumuşak kaldığı yönündeki eleştirileri yerle bir etti, ligin en sert uzunlarından birine dönüştü. Sezon boyunca performansından en memnun kaldığım isim oldu Dudley. Ne alacağını, parkeye neler koyabileceğini bildiğin bir adamın kadroda olması bizim için büyük nimet. Play-off’ta takımın en büyük kozlarından biri olacak. Bazen ona hücumda fazla sorumluluk yüklüyoruz, artık Telekom’daki gibi leblebi misali şut atamıyor. Ama büyük, küçük demeden her maçta elinden geleni yapması ve çok ön plana çıkmaması ile takımı takip edenlerin sevgilisi oldu. Devşirmesi olan takımlar arasında bence bunu en iyi kullanan takımız. Seneye de muhakkak kadroda tutulmalı, hem 4 hem 5 alternatifi olarak ondan daha iyi yerli –Kerem Gönlüm hariç- oyuncu yok ligde.

PİVOTLAR

Boniface N’dong


TBL İstatistikleri: 8.7 sayı, 5.5 ribaunt
EC İstatistikleri: 7.8 sayı, 6 ribaunt

Sezon başında piyasadaki yapılacak en iyi tercih olduğunu söylemiştim, beni haksız çıkarmadığı için teşekkür ederim. Tüm sezon boyunca takımın savunma yükünü çekti, büyük maçlarda devleşti. Hem orta mesafesi, hem post-up’ı ile kadroya derinlik sağlıyor. Bu adamın ortaya koyduğu enerji ile 35 yaşında olduğuna inanmak güç. Dün gece konuştuk, eğer alternatifini bulamayacaksak biten kontratını uzatmak şart. Konsantrasyonun bir an dahi düşmeden hep doğru kararları vermesiyle büyük profesyonel olduğunu kanıtladı. Ligin en iyi pivotu. Sakatlığı play-off’ta ritminin düşmesine izin vermez umarım.

Furkan Aldemir


TBL İstatistikleri: 5.2 sayı, 7.1 ribaunt
EC İstatistikleri: 3.8 sayı, 4.3 ribaunt

Milli Takımda kilo verdi, burada aldı derken Furkan için sezonun ilk yarısı hayal kırıklıklarıyla geçti doğrusu. Carlos’un gelişinden sonra biraz toparlama sinyalleri alsak da Furkan hala ilk senesinin üstüne koyamamış durumda. Bunun yanı sıra faul yüzdesi de geçen seneye göre %18 geriledi, sayı ortalaması düştü. Hala pota altında aldığını bitirmek de tereddüt yaşıyor. İçine vursam mı yoksa yumuşak bıraksam mı derken pozisyonlar heba oluyor. Ribaunt hassasiyetinin kaybolmamış olduğunu görmek güzel. Ligin 2. yarısını fena geçirmese de bu sezon özelinde onun adına olumlu konuşabileceğimiz pek bir şey yok doğrusu. Milli Takım kamplarından dolayı ne şutuna, ne sırtı dönük oyununa çalışmış. Zaten elit seviyeye getiremeyecek olsa bile bir tehditinin olması gerek. Kendisi sanırım Houston’da şansını denemek istiyor, buna saygı duyuyorum. Ama denemek istemese bile 5 numaranın yerli oyuncusu olarak ben Zaza’yı tercih ederim.

Sertaç Şanlı


TBL İstatistikleri: 3.5 sayı, 2.5 ribaunt
EC İstatistikleri: 9 sayı, 6.5 ribaunt (2 maç)

Oktay Mahmuti ile birlikte geçirdiği 2 sezon da oynadığı topu beğendiğimi söylemek güç. Sezon başında gönderilmesini istiyordum, hala da ona süre verebilecek takım varsa gitmesini istiyorum ancak kendini daha fazla geliştirebilmesi için. Yumuşak olduğundan yakınıyorduk ama hem Kızılyıldız, hem de ligin son maçlarında gösterdiği üzere bu problemi biraz törpülemiş. Basketbolcularda sakalın olması gerektiğine inanırım, daha sert gösteriyor psikolojik olarak. Ama işte bu kalınlaşma dönemi sırasında o yumuşak bileklerinin kaybolmaması gerek. Kadroda 5. veya 6. uzun olarak her zaman yeri var. Belki çok uzun süreler oynamadı ama fiziksel gelişimine şahit olduğum için ona cidden saygı duyuyorum. Play-off’ta ilk turda süre alması olası, ondan sonrası için zor ve henüz erken.

KOÇ

Ergin Ataman


BAŞINA GELEN OLAYLAR:

Jamont Gordon: Sakatlığından 8 maç, cezasından dolayı 2 maç oynamadı.

Cenk Akyol: Zatürre oldu, 1 ay oynamadı.

Göksenin: Sezonu ilk haftalarda kapattı.

Domercant: Sezonu ilk haftalarda kapattı.

David Hawkins: Koko skandalı.

Engin Atsür: En formda olduğu dönemde sezonu kapattı.

Erwin Dudley: Ayak baş parmağı kırık bir şekilde oynadı.

İlkan Karaman: Sezon başında yedek 4 numara olarak düşündü ve Cevher’i gönderdi. Ama o mevkiiye takviye yapamadı.

Seyirci cezası: Karşıyaka, Fenerbahçe ve Banvit gibi ilk yarıda yenildiğimiz 3 takıma karşı boş salonda oynamak zorunda kaldı.

Galatasaray taraftarı: Olaylı bir şekilde gelmesinin akabinde kendi taraftarı bile ona sırt çevirdi.

Twitter: Geçen sene de yazdığı fair-play mesajları milli takıma yoruldu, ‘Ergin Hoca, Milli Takım Koçluğunu, Galatasaray’dan daha çok önemsiyor dendi.’

Fenerbahçe Türkiye Kupası maçı: Hakemler maçı bizden alıp Fenerbahçe’ye öylesine rahat bir şekilde verdi ki elinden kupa alındı.

Mali durumlar: Oyuncuları konsantre etmek de güçlük yaşadı, Jamont kupa maçından önce ihtarname çekti, N’dong ‘oyuncular mutsuzlaştı’ şeklinde demeç bile verdi.

Kuban maçı: EC yönetimi maçın ertelenmesini reddetti, 10 saatlik dinlenmeyle maça çıkıldı ve averaj verildi.

Aldatma: Hürriyet Gazetesi şerefsizliği.

SONUÇ

Galatasaray kulüp tarihinin en başarılı başlangıcı (8/8)
Galatasaray kulüp tarihinin en iyi normal sezon derecesi (27-3)
Galatasaray kulüp tarihinin üst üste en fazla maç kazanmasını sağlayan antrenör (17/17)  

5 Ocak 2013 Cumartesi

Galatasaray-Hacettepe Üniversitesi

-David Hawkins’in ve Jamont Gordon’un dinlendirileceği konuşuluyordu maç öncesi, keşke 2’si de şu maç trafiğinde biraz kenarda oturtulsalardı ama Ender’in sakatlığı ile bu durum gerçekleşmedi. Hoca da Arroyo’yu bir anda 30 dakika oynatmak istemediği için her ikisi de 20 dakikanın üzerinde süre aldı, rahat bir maç geçtiği için eksi hanesine yazmayalım bu durumu.

-Glover’ın kısa kalması, Önder’inde sürekli dışarıda takılması ile birlikte daha ilk çeyrekten 16 ribaunt aldık. Bu kısım sevindirici ama 54 ribauntun meydana gelmesinde Hacettepe’nin rolü daha büyük.

-Polat Kaya ilk çeyrek Jordan’a bağladı, 20 dakika itibariyle rakip takıma karşı konsantre olamadığımız için skor başa baş geçti. 30-30’da molaya gidilmesinin akabinde; 59-34’e getirdi takım, bu sürenin içinde 20-0 seri yakaladı.

-Birkaç tam saha baskı denesekte yalan oldu, 2 topta potamıza gelip rahat sayılar buldular, yine konsantrasyon eksikliği.

-İlk çeyreğin bitimine 2.46 kala oyuna giren Carlos Arroyo sonraki 33 dakikanın 21’inde forma giydi, kondisyon açısından Yağızer Uluğ’un dediği gibi hiçbir eksikliği yok, gayet fit gözüktü. Şut tercihlerinin çoğu da doğruydu. takımın akıcılığı da o varken 1 kademe arttı. Parke üstünde uzun zamandır resmi maça çıkmadığı için adapte olmaya çalışıyor ama bugünkü katkısı sevindirici. Kazan maçında o istese de istemese de 25 dakikanın üstünde süre alacak.

-Engin Atsür ilk yarının bitimine 3.5 dakika kala girdi, oyunda 17 dakika kaldı ama takımdan kopuk, savunmada da isteksiz göründü. Doğukan’ın bile 4 sayı bulduğu maçta sayı atamayan tek isim olması üzücü. Dudley tarafından da azarlandı biraz. Maç sonunda hocaya ‘Engin Atsür’den memnun musunuz’ şeklindeki soruma: ‘Engin değerli bir oyuncu, son zamanlarda ilk 5’te çıkıyor ama bu aralar formsuz, ama 2 hafta sonra da takımın dümenine geçebilir’ dedi. Ümidi kesmemiş ama biz yavaştan kesiyoruz, Arroyo’nun da rotasyona girmesiyle aldığı dakikaları iyi değil, çok iyi değerlendirmek zorunda.

-Macvan’ın yokluğunda 4 kısaya döndüğümüz bölümlerde Cenk iyi katkı verdi, yalnız 1-2 maçtır içeriyi gereği kadar zorlamıyor. Onun ‘sabit şütör’ sıfatına tekrar dönmemesi için penetrelerine devam etmesi lazım.

-Hacettepe tarafında Ali Işık kullanılmıyor, Glover yokları oynarken düşünülmemesi bile garip. Mustafa Baygül’e geç dönüldü. Eldridge’nin top getirip onun 2 numara oynaması onların oyun sistemi için biraz daha verimli olabilirdi.

-Hacettepe takımının tamamını değerlendirirsek, bu ligde kalmayı hak etmiyorlar. Yabancıları, normal bir NBDL takımının 8. adamının kalitesinde. Ricardo Marsh falan geldi ama yalan, Ali Işık’ı da kaybettikten sonra Türk rotasyonundan çıkarabildikleri bir oyuncu dahi yok, arada Hüseyin oynarsa işte.

Ender ve Boniface’ın sakatlığından sonra;

Günün Sözü: ‘Bu takımın hepsine gusül abdesti aldırmak lazım’

29 Aralık 2012 Cumartesi

Telefon Çaldı!


Abdullah Sözer’in ‘İsterlerse 10 taksit veririz ama nakite indirime gideriz xD’ demeçlerine Ataman twitter’dan cevap vermişti hatırlarsanız. Ataman ile düelloya girerseniz kaybetmeye mahkumsunuz, ama kendi düşen ağlamaz.

Nasıl gerçekleştiği beni ilgilendirmiyor, artık Carlos Arroyo, Galatasaray Medical Park oyuncusu. İşin parke kısmını yazalım.

Arroyo’nun Galatasaray’a katacakları ve takım yapısı

-Hawkins’in bir süredir sakatlığının etkisiyle nadas dönemine girmesi, Domercant sürprizi, Jamont’un hiçbir zaman sağlayamadığı liderlik apoletine bir ismin daha eklenmesi mühim. Oyun stiliyle yırtıcı bir oyuncu olarak görülmüyor ama maç içerisinde geriye düşülecek dakikalarda isyan edebilecek ekleme.

-Galatasaray&pick and roll temalı yazılar sayfalarca var. Buna detaylıca inmeye gerek yok ama bir noktadan bahsetmeden olmaz. Gardlarımız ve bazı forvetlerimiz pick’e gelen uzundan sonra potaya doğru değil, paralele doğru gidiyor. Arroyo bu noktada çok kritik çünkü pick’ten sonra dikine gidebilen yapısıyla uzunlardan çok daha katkı alacağız.

-3. madde de ikinciyle ilintili. Pick’ten sonra ‘stop jump shot’ yapan oyun kurucuların nesli bitmek üzere. Arroyo pick’i oynadığında penetresini keserek attığı şutlardaki yüzdesi tatmin edici, bu da farklı bir hücum silahı.

-Pollyanna olmayalım, savunmada etliye sütlüye karışmayacaktır, man to man’de rakip takımın hücumda en verimsiz kısası verilerek bu biraz daha tolere edilmeye çalışılacak. (Geçen seneki yarı-final eşleşmesinde Göksenin’i tutuyordu.)



-Bu transfer, Engin’in sürelerini iyice azaltacak ama o da  biraz çalışarak daha 2’den süre çalmaya uğraşacak. ‘Ne diyosun amk’ diyebilirsiniz ama 2006 Dünya Şampiyonası’nda 2 numara kullanıldığı dönemde gayet iyi katkı vermişti Engin. (2006 Slovenya maçı)

-Gelelim işin Jamont tarafına. Arroyo dışında hiçbir hamle onun performansını arttırmazdı. Şimdi tamamen 2’ye kayıyor. Arroyo’ya gelecek savunma yardımları, birebirde baskı derken Jamont’a alan açılacağını tahmin ediyorum. Jamont’ta artık bu boşlukları değerlendirip potaya gitmeli, şutu olmuyosa zorlamamalı. (İçerdeki Donetsk maçında şut performansında gününde olmadığı için potaya gitmişti, ekmeğini de bolca yemiştik)

-Arroyo geldi, takım düzlüğe çıkacak demek yanlış olur. Sadece takımın bir parçası yamanmış olacak. Galatasaray Medical Park’tan maksimum verim almak istiyorsak kadroya bir swingman daha eklenmeli. Adı geçen Blake Schilb ve Bracey Wright biçilmiş kaftan. Ama takımın mali durumunun ne kadar kötü olduğu ayyuka çıktığından dolayı imkan vermiyorum buna. Artık Cenk’in şu performansını devam ettirmesine mecburuz, onun kötü oynamaya hakkı yok.

15 Aralık 2012 Cumartesi

Galatasaray-Tofaş

Panathinaikos-Fenerbahçe maçındaki kaliteye benzer bir maç oldu, izleyenleri acı çektirdi ama 1 mağlubiyetle yola devam etmek, şu sıkıntılı süreçte en azından ligde fire vermemek adına galibiyet güzel.

Tofaş maçında neler oldu?

-Jamont Gordon’un Kuban maçından sonra gösterdiği ilk iyi performans. Galatasaray savunması önde onun baskılı olmasıyla beraber seviye atlıyor, Gordon girmeden önce 15 dakika da 27 yiyen takım geri kalan 25 dakika da 34 yedi. Ama savunma isteği maçtan maça göre değişince bir düzen oturtamıyoruz. Hücum tarafında ise kendisinden kısa guardları potaya sürüklemesini beklediğimi sıkça söylüyorum. Bu sezon belki ilk kez Burtt üzerinde denedi ve faulü çıkardı. Beşiktaş’ta Kerem Tunçeri bunu bolca yapıp sayı-faul-asist muhakkak çıkarırdı. Denemeye devam etmesi lazım.

-Maalesef Jamont hakkında olumsuz şeylerde devam ediyor. Geçiş oyununda fast-break’i şutla bitirdiği sürece çok şeyler söylenir. Şutuna kendisi bile güvenmiyorken hızlı hücumda stop edip 3 atmak ne demek ben bilemiyorum. Bu ilk nokta, ikinci nokta ise yine fast-breaklerde trailer’a koşarken pas atması. Pivot ortadan potaya doğru topsuz giderken turnike ile bitiremeyeceği pozisyonda pas atılmaz, guard’a öğretilen ilk kurallardan biridir bu. Hücumda doğru kararı veremiyor, onu en verimli şekilde kullanabilmek için 2 numaraya atmak gerek.

-Topun kıymetini bir süredir bilmiyoruz. Kuban-Beşiktaş-Sopot maçlarında toplam 14 top kaybı yaparken bugün tek maçta 14 top kaybı yaptık. Kaybedilen 2 maçın sağladığı özgüven kaybı -normaldir- bizim hücumda doğru şeyleri yapmamıza engel oluyor.

-Uzun rotasyonun paylaşacağı dakikalar toplam 80. 4 uzunumuz var hepsi de bu maçta 20 dakika süre almış. Bu durum, süre dağılımı açısından güzel gözükse de yapılan fazla rotasyon oyuncuların ritme girmesini engelliyor. 4 oyuncudan aldığımız 23 sayılık katkı bunun göstergesi.

-Topu hücumda paylaşma sıkıntısı da var elbet. Domercant’ın sakatlanmasının ardından boş bırakılmayacak adam eksikliği malum. Rakip takımlar net şütör eksikliğini bildiğinden biraz gömülerek savunma yapıyorlar, bu da bizim potaya gitmemizi güçleştiriyor. Ya bunu transferle sağlayacağız (şut sokan adam), ya da birebir değil pick and roll üzerinden sayıya gideceğiz. Asist rakamlarımız -Sopot maçı haricinde- düşük, bugün de 10. Ben bu 2 alternatiften 2’sini de istiyorum :)

-İkinci yarıda daha fazla potaya gittik, ilk yarıda 10 faul kullanırken 2. yarıda 16 faul attık, bu takımın potaya gitmesi lazım ama bilinçli şekilde.

-CenQ Whiteway. Şu anda en formda yerli oyuncu.  12 dakika da 10 sayıdan sonra keşke biraz daha fazla zorlasaydı hücumda. Bu takımın ona çok ihtiyacı var, beklentiye verilebilecek en iyi tepkiyi veriyor o da. Geldiği zaman onunla dalga geçenlere karşı  bir gurur ve gülümseme oluşturdu yüzümde. Sabit şütör etiketinden kurtulup oyunun diğer yönlerine de katkı veriyor, bugün de 5 ribaunt 3 top çalma 2 asist.

-Engin Atsür maça iyi başlamadı, kabulüm. Ama 1 kere çıktıktan sonra oyuna girmeyecek adam mı, değil. Ender’in de iyi olmadığı bu günde daha fazla süre verilmesini beklerdim, yadırgadım bu durumu.

-Hakemler… İki tarafa da kötü düdükler çaldılar, berbat maç çıkardılar. Fatih Söylemezoğlu’nu emekli olmaya davet ediyorum, genç takım seviyesinde çalınmayacak düdükler çıktı bugün.