Galatasaray Basketbol Tarihinin ‘devrim’ olarak nitelendirdiğimiz 2010 yılındaki çıkışının ardından hedefler büyüyor. Bana göre çok yanlış iki hamle, taraftarın büyük çoğunluğunun ise ‘Kariyerli 2 oyuncu’ olarak görüp sevindiği hamle geliyor: Jaka Lakovic&Darius Songaila.
Sonları mutlu bitmedi, Songaila’nın bize ne kadar acı
çektirerek gittiğini biliyoruz, Efes ile oynadığımız ilk Euroleague maçında
onun yerine Savovic oynasaydı Euroleague’de çeyrek final görebilir miydik,
orası hep soru işareti kalacak. Beşiktaş yarı-final serisini bir kenara
bırakırsak bu 2 senelik dönemde takıma en çok kızdığım ve en üzüldüğüm maçtır.
Savanovic’in ilk çeyrekte hepsi dipten 4 üçlüğünü hala sindiremiyorum mesela.
Neyse, konumuzun asıl kahramanı Jaka Lakovic. Patlama
yapmasını, bu sefer oldu dediğimiz anların gelmesini bekledik ama bunu yapma
nedenimiz tamamen taraftar içgüdüsü. Dışarıdan bakan bir göz bunun gerçekleşmeyeceğini biliyordu.
Kariyerinde yapmadığı kadar iyi savunma yapsa da, takımın dümeni için seçilen
Lakovic, bunu KRKA yıllarından beri hiç gerçekleştiremedi, Barcelona’da 3. garda
düşmesi artık baş takımların onu istemediğinin net göstergesi.
Rusya’dan teklifler vardı kabul etmedi, Siena istedi onu da
reddetti. Bilmediğimiz takımlarda vardır en nihayetinde. Bunu yaparken kulübün
ve taraftarın gözünde ‘Jaka Lakovic’ etiketini yerle bir edip rezil oldu. Twitter’dan‘Trouble’ bu durumu çok güzel özetlemişti: ‘Onun kendini bu duruma düşürme hakkı
yok’ diye. Lakovic istenmiyor, önüne gelen teklifleri beğenmiyor ve kendini
olduğu pozisyondan kurtarmak için hiçbir şey yapmıyor. Elbette Ergin Ataman
tarafı da var durumun.
Ataman’ın onlarca kez ‘Onu takımımda düşünmüyorum’ dediği
yerde kadroya alması, en kritik yerde soğuk bir oyuncuyu oyuna sokması ve
sonrasında basket-faul ve maçın dönmesi. Bu yazıyı yazmamın ana sebebi bu
durum. Hocanın bu açıklamalarından sonra özgüvenini yitirmiş Lakovic’i kadroya
alması başlı başına skandal. Sopot maçından sonra ‘İçimden geldi, oynattım’
demeçleri de bir o kadar talihsiz.
Ama Arca’nın da değindiği gibi, yaptığı hata oyunun
içinde olabilecek hatalar kısmına sokulmaması gerek, 16 yaşında olsa neyse…
Herhangi bir baskı yokken, ikili sıkıştırma gelmemişken topu yarı sahaya getirememek
‘bitmişlikle’ açıklanabilir. Lakovic oynama isteğini kaybetmiş, ne yapacağını
bilmez bir halde dolanıyor geçen sezonun sonundan beri. Bu yüzden ‘Efes
göndereceği Batista’dan nasıl yararlanıyor, biz de Lakovic’i kadroya alalım’
diyenlere kadroya alınmaması gerektiğini, yarardan çok zarar getireceğini o
dönemde söylemiştim. Karşıyaka maçındaki hatasından sonra oyun olarak olduğu kadar
psikolojik olarak da tamamen sıfırlanan bir adamın antrenmanlara dahi
alınmamasını, sezon boyunca sahaya çıkarılmamasını istiyorum. Bu durumu
düzeltmenin tek yolu kendisine kulüp bulmak, gerekirse tazminatını ödeyip
göndermek.
Yolu açık olsun.
2 yorum:
semih öncelikle mekan hayırlı olsun. umarım işler istediğin gibi güzel gider.
eyvallah başkanım.. konuk yazar olmaya utandım -şimdilik- karalayabileceğim yer açayım dedim.. :)
Yorum Gönder