16 Mayıs 2013 Perşembe

Galatasaray-Tofaş Seri İncelemesi

Geçen seneki başarısını tekrarlayan Galatasaray, ilk turda Tofaş ile eşleşti.

Takım analizine girmeden önce altta sorularımı cevaplayan Buğra Bayazit'e teşekkürlerimi iletiyorum ve iki takımın arasında yaptığı maçlara bir göz gezdirmeyle başlıyorum.




1.Maç: Galatasaray-Tofaş (71-61)

Jamont Gordon’un oldukça eleştirildiği bir döneme denk gelen, Engin’in uzun süre sonra ilk 5 çıktığı ve berbat oynayıp ilk çeyrek sonundan itibaren süre almadığı bir karşılaşmaydı. Jamont Gordon’u yıl içinde en çok beğendiğim (1/5 üçlük yüzdesine rağmen kullandığı tüm toplar mantık dahili içindeydi ve toplam şut 8/12), yapabileceklerinin neler olduğunu gösterdiği Tofaş maçını ‘Yeni Galatasaray Basketbol Takımı’ düzleminde değerlendireyemeceğiz için çok ciddiye alamıyorum. Henüz vakay-ı Hawkins yaşanmamıştı, Carlos+Manuchar’ın kadroda değildi ve Engin bizimle birlikteydi. Tofaş’ın düzensizliğine (Burtt 3/14 şut yüzdesi) biz de uymuş, 3. çeyrek yakaladığımız seri ile birlikte maç sonunu sıkıntı yaşamadan geçirmiştik. Takım bulduğu 71 sayının 22’sini faulden kaydetmişti. Bu da o dönemde dış atıcı eksikliğinden ve eldeki oyuncuların birebirler sonucu çıkardığı düdüklerden kaynaklıydı.



2. Maç Tofaş-Galatasaray (52-66)

Tofaş’ın bu seneki en düşük skorlu karşılaşması gerçekleşti Bursa’da. Hiçbir oyuncunun devreye girmesine takım izin vermedi. Maçın başında 14-6’lık başlangıçtan sonra biraz sendeleme olsa da Galatasaray, sonraki 2 periyotta neden ligin en iyi savunma takımı olduğunu göstererek 20 dakika da sadece 16 sayıya izin verdi. Bu ciddi bir rakam, hele ki moralli Tofaş’a karşı olması (altta birazdan istatistiklere geçeceğim) daha da önemli kılıyor. Tofaş cephesi Lukauskis-Kenan ile Carlos’a bunaltıcı baskı yaptılar ancak o dönemin en formda isimlerinden Engin Atsür’ün Carlos ile rolleri değişmesi sonucunda bu durum da ciddi bir sıkıntı yaratmadı. Arroyo'da düzenden çıkmayıp takım arkadaşlarına nefis servis yaptı. Elonu’nun olmamasının Tofaş pota altı savunmasını ciddi şekilde etkilediğini de söylemek gerek. Galatasaray çok iyi şut yüzdelerine sahip değildi ancak 17 maçlık seride doğru hücum ettiği maçlardan biri oldu ve son çeyreğe 18 sayıyla girilen maçı rahat şekilde kazandığını söylemek yanlış olmaz.



TOFAŞ NASIL BİR TAKIM?

Şimdi iki takım arasındaki maçları değerlendirdiysek biraz Tofaş’tan bahsedelim. Tofaş’ı öncelikle B.Ö ve B.S olarak değerlendirmek gerek. B’ öznesi de: Burtt’ten geliyor. Burtt, yetenekli ancak Halil Üner’in dediği gibi ‘Sadece streetball oynanacakgiller’den. O varken, hücum süresinin 15 saniyesinde ona bağlı kalan ve top paylaşımı minumum düzeyde, uzunları devreye sokamayan, düzensiz ve dağınık bir Tofaş izledik. Ancak ligin 16. haftasında oynanan Tofaş’ın Erdemir’e kaybettiği maç sonrası gönderilen Burtt ile birlikte grafiği sürekli yukarıyı işaret eden bir takım geldi. Bunun yabancı transferi olmadan gerçekleşmesi ve yönetimin 18 yaşındaki –bana göre- süper yıldız adayı, Milli Takım’ın gelecekteki en oyun kurucu pozisyonunun 10 sene boyunca sahibi olacak Kenan Sipahi ile olması işleri onlar adına daha olumlu yapıyor.

Burtt’un maç başına 16 sayı bulmasına rağmen takım içindeki olumsuzluğuna yaptığı katkıyı özetleyecek kritik bir istatistik koyuyorum. Burtt ile Tofaş çıktığı 16 maçta 11.5 asist ortalaması yakalarken, hemen ardından Kenan’ın dümeni devralmasıyla Tofaş 14 maçta asist ortalamasını 16.5’a yükseltti ve izlediğim kadarıyla tüm maçlarda da sakin, haddini bilen bir takım ortaya çıktı. Can Altıntığ’ın hem hücumda, hem de savunmadaki rolü arttı, uzunlar daha dengeli kullanılmaya, hücum setleri Burtt’le olduğu gibi birebir üzerinden dönmemeye başladı. Elonu ve Ruzic’in istatistiklerine de bakarsak bu gerçek doğrulanacaktır. Koç Ahmet Çakı’nın bu sene Samet’i kullanmaması, sezona yanlış guard ile başlaması ona bolca eksi yazdırsa da, 2. yarıda yaptıkları çıkışta onun da payı olduğunu kabul etmek gerek.

Galatasaray maçından önce oynadığı 4 maçta (Bunların arasında Banvit ve Fenerbahçe’de vardı, ikisini de yenerek koltuğu bize teslim ettiler, onlara ayrıca teşekkürler) ortalama 81 sayı bularak bizim karşımıza çıkan Tofaş, ligin en az sayısını ve Burtt gittikten sonra oynadığı maçlarda en az asist (11) bulduğu karşılaşmayı çıkardı. Bu yüzden üstte de değindiğim gibi o dönem Tofaş oldukça formdaydı ve onları bu istatistiklerde kalmayı zorlayarak normal bir maçtan daha fazlasını kazandığımızı düşünüyorum. Şimdi kilit oyunculara geçelim:

KİLİT OYUNCULAR




Kenan Sipahi: A Takım seviyesinde en fazla süre bulmuş, takımına hücumda liderlik yapmış ligin tek genç  oyuncusu. 95 doğumlu da olsa, 93 doğumlu da olsa sahip olduğu potansiyel cidden hayvani boyutta. İlerde bir Theo Papaloukas veya muadili bir oyuncu olmaması için ya sakatlık (Allah korusun) ya da parayı bulup kafayı tozutması lazım. İkili oyun konusunda şu yaşında bile uzman ancak savunmada uzun kollarının etkisini henüz kullanmayı tam öğrenemedi. Şutu şimdilik vasat seviyede. Daha fazla sorumluluk alıp potaya baktığı takdirde 1-2 sene sonra Euroleague takımlarının bile 1. oyun kurucusu olabilir. Galatasaray yerinde olsam hiç düşünmeden 1.5 milyon Euro bonservis öderim.



Can Altıntığ: Sezon başında Ahmet Çakı’nın istemediği, ancak 2. yarıdaki çıkışta belki de en büyük pay sahibi olan oyuncu Can. Tam büyük takım yardımcı oyuncusu potansiyeli taşıdığı için onun da seneye Beşiktaş/Banvit gibi takımlar ile kendini ölçmesini bekliyorum. Savunma konusunda bir uzman. Ligin en iyi kısa savucularından demem sanırım yanlış olmaz. Hücumda hangi özelliği ön plana çıkar sorusuna cevap vermek oldukça güç, hiçbir özelliği ile sivrilmiyor ama takımı eksik oynatmıyor, herşeyden azar azar yapıyor. İnanç ile birlikte sahip olduğu all-around özelliği onu Türkiye’deki yerli oyuncu piyasasında değerli bir parça yapmasına yeter de artar. Marko üzerindeki savunması serinin kilit eşleşmelerinden olacaktır.



Tomislav Ruzic: 2003-2004 yılındaki Beşiktaş macerasından sonra onu uzun süre izleyemedik. Jovo Stonojevic ile birlikte lige erken gelmemesinden dolayı en üzüldüğüm oyunculardandır. Tam bir hücum silahı. Alçak post, yüksek post, üç sayı her şekilde sayı çıkartabiliyor. Burtt’un gidişinin yaradığı isimlerden o da. Daha fazla sorumluluk almaya ve bunun hakkını vermeye başladı. Çok zeki olduğundan baseline setlerinde veya yardım savunmasında boş adamı bulması onun için hiç zor değil. 34 yaşında olduğundan ve üst düzey takımlara karşı gücünü maksimum kullanacak bir rotasyonda oynamamasından dolayı bunları Galatasaray’a karşı çok yapamayacaktır. Yine de sahadaki varlığı diğer oyuncuların işlerini kolaylaştırıyor.



SERİ ÖNCESİ GALATASARAY

İlk turda Erdemir ile eşleşmeyi, ligi takip eden her Galatasaraylı isterdi. Belki Henderson’un kaset skandalı olmasaydı ilk turda rakip onlardı. Neyse konuya dönelim. Arroyo’nun takıma katıldığı andan itibaren ligde yenilmeyen (17/17) Galatasaray; camiası, taraftarı, koçu ve oyuncularla 23 yıllık hasreti dindirmek için play-offlara full konsantrasyon giriyor. Galatasaray, stuff’dan, en az süre alan oyuncuya kadar oldukça formda ve onları durdurmak için ‘İyi bir takım’dan daha fazlasına ihtiyaç var. Sezon başında Jamont-Henry-David üçlüsüyle oyun sistemi bireysel yeteneklere kalmış takımdan, Carlos ve Manuchar’ın katılımıyla pick and roll sayısının arttığı, setlerin daha fazla uygulandığı ve tıkandığı anlarda Avrupa’nın en iyi kilit açıcılarından biri olan Carlos Arroyo’ya sahip bir takımdan bahsediyoruz. Macvan&Jamont’un sezonun son dönemlerini sakatlık-formsuzluk gibi etkenlerle iyi geçirmemiş olmalarına rağmen onlar için de bu seri kendi ritimlerini yakalamak açısından önemli olacak. Teknik olarak müthiş bir dönem geçiren Galatasaray açısından tek handikap, 25 Nisan’dan beri ciddi bir takıma karşı oynamaması ve 5 Mayıs’tan beri resmi hazırlık maçına çıkmamış olması. (Pazartesi günü TED hazırlık maçı oynandı ancak ne kadar sert bir havada geçtiği meçhul)

Aslında eşleşmelere de değinmek istiyordum ancak basketbolun dinamik bir spor olması ve 12 kişinin en az 8-9’unun ciddi süreler alarak birden fazla pozisyonda oynamasından dolayı bunu yapmak ne kadar doğru olur bilemedim.

TAHMİN

Tofaş, Fenerbahçe&Banvit gibi takımlara karşı daha yukarıda bitirseydi kesinlikle 1 maç alabilecek şansı olurdu. Ancak kağıt üzerinde Galatasaray’a karşı işlemeyecek bir durum olarak gözüküyor.

2-0 Galatasaray.

Şimdi Buğra'nın sorularıma verdiği cevaplara gelelim, tekrardan teşekkürler.

Seri öncesi iki takımında bir değerlendirmesini alabilir miyiz?

Geçen sezondan kalan bir eşleşme Galatasaray - Tofaş. Yine 1/8 eşleşmişlerdi ve 3. maça gidebileceğini düşünüyordum ki içeride yine kök söktürmüştü Tofaş ama galibiyete yetmemişti. İki takım için çok şey değişmiş durumda şu an. Galatasaray'da geçen sezonki yapıdan eser yok, bunun yanında bu yapının büyük bir kısmı da sakatlık-olaylar-şanssızlık gibi sebeplerden ötürü aktif olamayacak. Sezon içinde bu yüzden sürekli bir strateji değişimine maruz kalmış olmalarına rağmen gidişatı bozmamayı başarmaları büyük iş açıkçası. Yer yer Macvan'ın 3'e kayması dışında rotasyonda da sorun gözükmüyor. Bahsettiğim gibi, tüm değişkenlere rağmen Ergin hoca takımı rayında tutmayı başardı. Tofaş'ta sezon içinde kimlik arayışını tamamlayamadı bir türlü. Ha oldu ha olacak derken zar zor Play-Off'a kapak atsalar da pek tehlike teşkil etmiyorlar şu an için. Eldeki malzeme buranın çok daha üzerinde bir potansiyele sahip ama bir şeyler eksik kalıyor hep.

İki takımın birbirine artıları ve eksileri neler?


Tofaş'ta Kenan gittikçe süre alsa da, çok daha hareketli olan guard'lara (Galatasaray'daki örnek Arroyo - Ender, misal) karşı zaafından kendi de bahsetmişti. Bunun seride çok önem arz ettiği ortada. Tofaş, skor olarak da forvetler açısından fazla sistem içinde boğuluyor. Austin Nichols'ın nadir sivrilmeleri hariç, Lukauskis de hala takım içindeki yerini arıyor. Tofaş'ın dış rotasyonunda büyük iş savunma ağırlıklı olacak gibi duruyor, nitekim Markoishvili her şeye rağmen skor üretmeye pek kararlı gözüküyor. Cenk'in bu seneki çıkışını da düşünürek tezimi kuvvetlendirebileceğimi umuyorum.

Boyalı alanda meydan savaşı beklentim var açıkçası. Burtt'ün gidişinden itibaren Tofaş'ta top daha da dolaşmaya başladı, hatta Ruzic'e gelecek kadar. İçeriden dışarıdan rahat skor üretebilmesi, Heytvelt'in iyi gününe denk gelmesiyle birleşirse tehlike yaratabilir. Diğer taraftan Elonu'nun dakikaları son dönem düşmüş durumda, yine de çemberi korumak için ona çok ihtiyaç duyacaklardır. N'Dong da sezon sonunu sakatlığı nedeniyle pas geçmişti, nasıl döneceği biraz belirleyici olacak. Macvan'ın spacing getirisi yanındaki savunma handikapı ayrı bir etken.

Seri nasıl biter?

Geçen sezon Tofaş'ın, Mahmuti'nin Galatasaray'ına bir sürpriz yapabileceğini düşünmüştüm hep. Bu sezon makas daha da açılmış durumda. Ne oynadığını çok iyi bilen son model Galatasaray'a karşı hala sistemi oturmamış Tofaş'ın pek şansı yok gibi. 2-0.



Hiç yorum yok: