29 Haziran 2013 Cumartesi

Galatasaray LH Transfer Stratejisi

Önümüzde 5 farklı kombinasyon var kafamda, daha fazlası da muhakkak vardır ama ben şimdilik olma ihtimalleri yüksek olanları yazıyorum.



Kısa pozisyonuna adı geçen Planicic ve Spanoulis, gönderilmesi düşünülen Jamont Gordon ve Arroyo’nun yer aldığı 5 farklı kadro. Uzunlara şimdilik dokunamadım çünkü her gün farklı bir isim çıkıyor karşımıza. Ayrıca yine Markoishvili'nin gönderilmesini isteyenler oldu, ama onun takımdan kesilmesini beklemek akıl karı değil, bir takımda sadece yıldızlar olmamalı. Görev adamı tanımının karşılığı, bu işi Avrupa'da en iyi yapanlardan biri Marko Paşa takımda kalacaktır.

1. SENARYO

PG: Carlos Arroyo-Ender Arslan-Engin Atsür
SG: Jamont Gordon-Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Manuchar Markoishvili-Cenk Akyol-Göksenin Köksal
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Bu seneki takımın sadece uzunlara yaptığı ekleme. Olabilecek mantıklı senaryolardan. Geçen sezonun şampiyon kadrosu. Hocanın sevdiği düzeni düşünürsek 4’e bir şütör ve 5’e Boni’nin özelliklerinden daha çok skorer kimliği olan ve alçaktan skor üretebilecek bir pivot. Takımın limiti belli. Arroyo, seni senle aynı seviyedeki rakipler karşısında bir adım önde kalmanı sağlar,hücumda tıkanmanı engeller. Ama daha üstü için yeterli mi, bilemiyorum.

2. SENARYO

PG: Carlos Arroyo-Zoran Planinic-Ender Arslan-Engin Atsür
SG: Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Manuchar Markoishvili-Cenk Akyol-Göksenin Köksal
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Kağıt üstünde bu da güzel, ama işin detayına inildiğinde bazı sorunların olduğu apaçık. Arroyo belki zekasıyla off-guard’a kanalize olabilir, o rolü de kotarabilir. Ama hocanın takımında 1. el Planicic mi olur, ondan şüpheliyim. Zoran’ın 2’ye kayması ondan alınacak maksimumu engeller. Beraber sahada kaldıkları süre boyunca Planicic-Arroyo ikilisinin savunmada getireceği açıklar 80+ sayıyla bile sağlanamayabilir, bir nevi bu seneki Fenerbahçe Ülker sendromu. Onların problemi uzunlardaydı, burada ise kısalarda. Ve sana burada alan sağlayacak Jamont Gordon’u da gönderiyorsun. Jamont Gordon’un gitmesi demek senin spacing sorununun başlangıcı demek.Oyuncuların sana biraz daha baskılı savunma yapması ve ilk tercihi penetre olmayan oyuncuların dışarda top çevirmek zorunda kalması demek. İlla gönderilecekse değil, onun görevini yapabilen birisi gerekiyor, örneğin Siena’da final MVP’si olmuş Daniel Hackett.

Tamam kısalar yaratıcı ve bir şekilde birebirlerle sayı üretebilirler ama hem hücumda, hem savunmada yaratacağı problem bu kadronun sezona ölü biçimde başlamasını sağlıyor.

3. SENARYO

PG: Carlos Arroyo-Engin Atsür-Ender Arslan
SG: Vassilis Spanoulis-Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Jamont Gordon-Manuchar Markoishvili-Göksenin Köksal-Cenk Akyol
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Jamont Gordon’u çıkarınca yukarıdaki sorunların hepsi yine ortaya çıkıyor, belki biraz daha az hasarla. 2. senaryoya göre nispeten daha iyi durumdasın, çünkü Planicic yerine elinde Spanoulis var. Hücumda top paylaşımı ve savunmada adam karşılama problemi minumuma çekilebilir. Ama bu sefer elinde 3 pozisyon için tam 5 yabancı ve 5 türk oyuncun var. Göksenin’in seneye hazır hale geleceğini öğrendiğimize göre Sinan Güler transferinin mantıksızlığı yine ortaya çıkıyor.

4. SENARYO

PG: Zoran Planinic-Ender Arslan-Engin Atsür
SG: Jamont Gordon-Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Manuchar Markoishvili-Cenk Akyol-Göksenin Köksal
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Spanoulis’in olmadığını varsayıyoruz ve Arroyo da masaya kabul edemeyeceğimiz bir teklif getiriyor. Biz de ikinci alternatif olarak Planicic ile sezona başlıyoruz. Pivot pozisyonuna Paul Davis’in getirilmesi bana göre şart. Geçen sezon Khimki’de nasıl bir bağlantı içerisinde olduklarını gördük. 

Planicic dediğimiz adam şu an Euroleague’in değerli 3-4 point guardından birisi, attan inip eşeğe binmelik bir durum yok haliyle. 4 numaralı pozisyona ise Davis’e alan açabilecek, yine şutu olan birisini alırız.

5. SENARYO

PG: Vassilis Spanoulis-Ender Arslan-Engin Atsür
SG: Jamont Gordon-Henry Domercant-Sinan Güler
SF: Manuchar Markoishvili-Cenk Akyol-Göksenin Köksal
PF: X-Erwin Dudley
C: X-Furkan Aldemir

Yine üstteki senaryonun benzeri, dümenin tamamiyle Vassilis’e bırakıldığı, top paylaşımının diğer tüm alternatiflere göre maksimumun alındığı durum. 6. yabancı Henry-Gordon değişmeli olarak oynayacak ve 3 pozisyon için ligde yeterli miktarda oyuncu süre alacak (8 oyuncu)

ZAZA SENARYOSU

Yukarıda kurulan kadrolara Zaza Pachulia eklendiği saniyede senin elinde 5 numaradan başka bir pozisyona geçişi mümkün olmayan 2 oyuncu kalıyor. Bu yüzden hocanın röportajlarında sıklıkla vurguladığı 3-4 oynayabilen bir oyuncu alınacaktır. (Örnekler: Kostas Kaimakoglu-Linas Kleiza-Luigi Datome) Pivot içinse yine 4 numaraya geçişi olan, pick and roll sonrası orta mesafe yollayacak biri düşünülür. (Örnek Lampe)

Yine İzzet ile alakalı haber: İyi Galatasaraylı ve rotasyonda gayet güzel bir alternatif olur. Gelmek istemesine rağmen yüklü bonservisi ve Banvit başkanının onu bırakmak istememesi transferin önünde engel. Bu sene de gerçekleşeceğe benzemiyor.

Benim tercihim 5 numara.

10 Haziran 2013 Pazartesi

Şampiyon!



Yarın gelir mi, bunu bilmiyorum. Ama kupanın geldiğini biliyorum. 2002 senesinden itibaren, yaklaşık 11 senedir bu kupayı bekliyorum. Jason Keep’in son saniyede Daçka’ya 2/2 atarak ligde kalmamızı sağladığını da, Fitch’in ilk 2 maçında 60 sayının üstünde attığını da, küme düşme cezası alıp son maçta Fenerbahçe’nin Bornova’ya yatarak (Play-off’ta eşleştiler ve 2 gün sonra Fenerbahçe 30 attı) play-off’a kalamadığımızı da hatırlıyorum.

Bu takımın kahrını çok çektik. Ama hak ettik. Ahmet Cömert’teki lig maçlarına giden 20-30 kişi hak etti, benim için en büyük emekçi onlar. GSBasket’in kurucularından Arda abiye ve arkadaşlarına, twitter’da tüm sezon takıma kafa yoran insanlara armağan olsun bu şampiyonluk. Başkanından, oyuncusuna, maça gelemeyip dualarını gönderen insanlara selam olsun.


Bu aralar çok tekrarlıyorum ama, sizi çok seviyorum.

8 Haziran 2013 Cumartesi

Galatasaray-Banvit İlk 2 Maç Analizi

Final serisine ilk maçına başlangıç iyi olmadı. Banvit’te Karşıyaka gibi kendi oyunlarını oynayarak şu Galatasaray takımını geçmek için kutudan farklı şeyler çıkarmak zorundaydı, aslında 15 dakika itibariyle de bu tuttu ancak yıldız sayısının fazlalığı tüm planları çöpe attırabiliyor, bu takıma sahip olduğumuz için şanslıyız.

Şimdi maçlara geçelim. Öncelikle ilk maç:


-Banvit, 3. Karşıyaka maçını iyi gözlemlemiş olacak ki, Ersin’e ikili oyun oynama veya topu yüksekte dağıtıma izin vermedi. Top yüksek post’ta Ersin’e geldiğinde Chuck inanılmaz bir baskı yaparak bunalttı. Alçak post’ta ise sürekli ikili sıkıştırmalarla Ersin’e top dahi inmesine müsaade etmediler. Uzunlarımızı kullanamadığımız için hareket alanı sadece 3 sayı çevresinde kaldı ve epey bir süre birebirler sonucu skor bulmaya çalıştık. Ersin’e mesafe bıraktıklarındaysa çok sevdiği orta mesafelerini değerlendiremedi ve o da birebir üzerinden oynamaya başladı ancak topla potaya gidebilme kabiliyeti önünde savunmacısı varken zor olduğu için 2 maçta aynı pozisyondan 2 steps yaptı.

Sürekli switch yaparak oynamaya çalıştılar. 2 hareketli uzun ile (İzzet-Davis) başladıkları için bunu nispeten uygulayabildiler. Üstte bahsettiğim Jamont’un birebirleri olmasa hücum kanser olmuş birey seviyesine gelecekti ki, onun birebirleri oyunun açılmasına sebep oldu.

Banvit’in en önemli handikapı takdir edersiniz ki Lucas. Tam net bir oyun kurucusunun olmaması Banvit’i tüm sezon boyunca yaktı, bu seride de şimdilik işler öyle gidiyor. Ama o şekilde başladı mı diye sorarsanız, cevabım hayır. Lucas maçta bulduğu 6 sayının tümünü Arroyo üzerinden kaydetti. Pick sonrası ne alttan ne üstten geçebildi ve Lucas’ın yapabildiği en ciddi iş penetrelere imkan sağladı. Maçın geri kalanında ise Jamont ve Manuchar Lucas’ı alınca onun açısını kapattılar ve hızlı ilk adımına mesafe bırakarak onu savundular.
Çemberi savunma da sıkıntı yaşadık Dudley ve Furkan ikilisi ile ilk çeyrek. Penetre sonrası geçilen adamlara yapamadıkları müdahaleler potamıza sayı olarak döndü. Banvit’in 10 dakika boyunca kaydettiği 22 sayının en az 16’sı ya fauller ya da penetreler sonucu buldukları basketlerden geldi.



Neyse ki bu sıkıntıları yaşarken Stimac imdada yetişti. Sezone nefis başlayan Stimac’ın kademe atlayabilmesi için çözmesi gereken bolca sıkıntı var. İlki pick and roll savunması. Stimac show-up için çıktığında geriye dönemiyor ve 5 numaralar buradan bolca ekmek yiyiyor.(Yukarıdaki caps) Elimizde Paul Davis gibi bir uzun olsaydı 2 maç ortalaması herhalde 22-23’tü. Stimac’ın girişiyle İzzet’in çıkışı hemen hemen aynı anlara denk geliyor. İzzet savunmada harika işler çıkartıyordu aslında. Tüm yardımlara giriyor ve hücum ribaundu kovalıyor, aynı zamanda hücumda da sorumluluk alıyordu. Ancak yoruldu ve Arroyo gibi bir kurt ona 10 saniye içinde 2 faul yaptırdı.



Periyot sonuna doğru Arroyo topu getirirken Davis adamını bırakıp orta sahayı geçmek üzereyken Kalin ile birlikte şok pres’e geliyor, hücum oturmamışken yapılıyor ve bu şekilde set ritmini düşürmeye çalışıyorlar ki işe yaradı bu durum. 



N’dong’un girişiyle daha aktif olacağını düşündüğümüz boyalı alana top indirme girişimleri sonuç verdi. Ama bunu gören Orhun Ene alan savunmasına döndü. Çok garip bir alan savunması yaptılar, 3-2 gibi başlayıp 2-3’e dönen, forvetlere gömülen alan savunmasıydı. Caps'i hemen yukarıda görebiliyorsunuz zaten. Bu sırada skor 26-34’tü ve bundan vazgeçene kadar skor 33-34 oldu bile.

3.periyot için söylenebilecek şeyler az. Carlos Arroyo gibi orkestra şefi, şiir yazarı, sanatçı varsa neler olacağını tahmin etmek cidden mümkün değil, 10 dakika da 15 sayı ve Ender’e yaptığı muhteşem asist ile maçın son çeyreğe kalmadan bitmesini sağladı. Banvit yorgundu, bir maç daha fazla yapmıştı ve 12’ye çıkan farktan geri dönmek onlar adına zor olacaktı. Zaten son çeyrekte de Jamont Gordon sazı eline aldı, üçlükleriyle ve potaya gidişleriyle maçı bitirdi.

İkinci yarının böyle olmasına sebep olan şeylerden ilki Serkan’ın 2. yarıda beş çıkmasına rağmen çok az kullanılması ve Mejia’nın 4 faule erken ulaşması. Banvit 2. yarıda en önemli hücum beyinlerinden 2’sini ya kullanamadı ya da unuttu. Diğer etken ise Banvit’in en skorer oyuncusu Davis’in 31. dakikada ilk saha içi isabetini kaydetmiş olması. Bizim açımızdan ise, Banvit’in ritimden çıkmış 5’ine çok iyi savunma yapıp, hücumu erken başlatmamız. Burada Arroyo’ya bir parantez daha açmak lazım. Kendisi yarı sahayı geçerken sıkıştırmaları gördüğü için 2. yarıda pivottan aldığı her topu çok çabuk yarı sahaya geçirerek bu baskının yerle bir olmasını sağladı.

2. Maç | Özet&İstatistik



Banvit Arroyo’nun 3. çeyrek bu kadar etkili olacağını tahmin etmemişti muhtemelen ve yeni bir savunma stratejisi ile başladı. Bu sefer tam saha Simmons baskısı gördük. Bu plan tutabilirdi ama Jamont bu kadar muazzam başlamasaydı. Tüm Galatasaraylıların ondan sezon boyunca yapmasını beklediği şeyleri ilk çeyreğe sığdırdı. Potaya o kadar kuvvetli drive etti ki 5 numara dahi olsanız onun patlayıcılığına ve atletizmine müdahale edemiyorsunuz.

Maç başa baş giderken 2. çeyreğin ortalarında fark birden 9-10 sayılara fırladı. Nedenlerini hemen açıklayalım: Macvan+N’dong sakatlıktan, Furkan ise faul probleminden dolayı kenarda otururken 4 kısa+Dudley ile oynamak zorunda kaldık. Adam adama sert savunma ve Banvit’e yaptırılan top kayıplarının akabinde fast-break sayıları, Banvit’in alan savunmasına karşılık ise Ender-Arroyo ikilisi topu muazzam çevirip üçlükler buldu.

Banvit farktan sonra kendine geldi, özellikle Orhun Ene. 2 uzun formülünün işe yaramayacağını anlayınca onlarda 4 kısaya döndü. Çünkü Galatasaray’ın 4 kısalı düzeninde onların hızına ve atletizmine yetişemiyorlardı. Sıcak el Serkan ve Mejia’yı çıkardılar, devreye 2 sayıyla girildi.

İlk maçın 3. çeyreği için söylenebilecek az şey var demiştik ya hani, yine kendimi tekrarlamak zorundayım. Dünkü performansı beni o kadar çok etkiledi ki uzun zamandır böylesine etkilenmemiştim. Ribaunt aldı, top çaldı, Furkan’a nefis bir asist yaptı ve 5 üçlük buldu. (Aslında 4 ama, ben o çizgidekini de 3 sayıcam) Bulduğu 5 üçlüğün sadece 2 tanesi el üstü geldi, benim için kritik olanda buydu. Transition’da, yarı saha hücumdan perde kullanarak 3 tane soktu. Maçı yine son çeyreğe bırakmadan bitirdi takım.

-N’dong Pazartesi günü oynayacak seviyeye inşallah gelir. Kariyerine bu şekilde veda etmesi ondan çok beni üzer sanırım.


-Furkan Aldemir. İçine vur aslanım, içine vur şu topları diye diye helak olduk hepimiz. 2 maçtır bunu yapıyor toplamda smaçtan bulduğu 12 sayı falan vardır herhalde. Bu sezon oynadığı TK yarı final Banvit maçı toparlanma emareleri gösterdiği ilk maçtı, final serisi ise zirve yaptığı maçlar oluyor. Gurur duyuyorum.

Hocam, seni seviyoruz.