8 Haziran 2013 Cumartesi

Galatasaray-Banvit İlk 2 Maç Analizi

Final serisine ilk maçına başlangıç iyi olmadı. Banvit’te Karşıyaka gibi kendi oyunlarını oynayarak şu Galatasaray takımını geçmek için kutudan farklı şeyler çıkarmak zorundaydı, aslında 15 dakika itibariyle de bu tuttu ancak yıldız sayısının fazlalığı tüm planları çöpe attırabiliyor, bu takıma sahip olduğumuz için şanslıyız.

Şimdi maçlara geçelim. Öncelikle ilk maç:


-Banvit, 3. Karşıyaka maçını iyi gözlemlemiş olacak ki, Ersin’e ikili oyun oynama veya topu yüksekte dağıtıma izin vermedi. Top yüksek post’ta Ersin’e geldiğinde Chuck inanılmaz bir baskı yaparak bunalttı. Alçak post’ta ise sürekli ikili sıkıştırmalarla Ersin’e top dahi inmesine müsaade etmediler. Uzunlarımızı kullanamadığımız için hareket alanı sadece 3 sayı çevresinde kaldı ve epey bir süre birebirler sonucu skor bulmaya çalıştık. Ersin’e mesafe bıraktıklarındaysa çok sevdiği orta mesafelerini değerlendiremedi ve o da birebir üzerinden oynamaya başladı ancak topla potaya gidebilme kabiliyeti önünde savunmacısı varken zor olduğu için 2 maçta aynı pozisyondan 2 steps yaptı.

Sürekli switch yaparak oynamaya çalıştılar. 2 hareketli uzun ile (İzzet-Davis) başladıkları için bunu nispeten uygulayabildiler. Üstte bahsettiğim Jamont’un birebirleri olmasa hücum kanser olmuş birey seviyesine gelecekti ki, onun birebirleri oyunun açılmasına sebep oldu.

Banvit’in en önemli handikapı takdir edersiniz ki Lucas. Tam net bir oyun kurucusunun olmaması Banvit’i tüm sezon boyunca yaktı, bu seride de şimdilik işler öyle gidiyor. Ama o şekilde başladı mı diye sorarsanız, cevabım hayır. Lucas maçta bulduğu 6 sayının tümünü Arroyo üzerinden kaydetti. Pick sonrası ne alttan ne üstten geçebildi ve Lucas’ın yapabildiği en ciddi iş penetrelere imkan sağladı. Maçın geri kalanında ise Jamont ve Manuchar Lucas’ı alınca onun açısını kapattılar ve hızlı ilk adımına mesafe bırakarak onu savundular.
Çemberi savunma da sıkıntı yaşadık Dudley ve Furkan ikilisi ile ilk çeyrek. Penetre sonrası geçilen adamlara yapamadıkları müdahaleler potamıza sayı olarak döndü. Banvit’in 10 dakika boyunca kaydettiği 22 sayının en az 16’sı ya fauller ya da penetreler sonucu buldukları basketlerden geldi.



Neyse ki bu sıkıntıları yaşarken Stimac imdada yetişti. Sezone nefis başlayan Stimac’ın kademe atlayabilmesi için çözmesi gereken bolca sıkıntı var. İlki pick and roll savunması. Stimac show-up için çıktığında geriye dönemiyor ve 5 numaralar buradan bolca ekmek yiyiyor.(Yukarıdaki caps) Elimizde Paul Davis gibi bir uzun olsaydı 2 maç ortalaması herhalde 22-23’tü. Stimac’ın girişiyle İzzet’in çıkışı hemen hemen aynı anlara denk geliyor. İzzet savunmada harika işler çıkartıyordu aslında. Tüm yardımlara giriyor ve hücum ribaundu kovalıyor, aynı zamanda hücumda da sorumluluk alıyordu. Ancak yoruldu ve Arroyo gibi bir kurt ona 10 saniye içinde 2 faul yaptırdı.



Periyot sonuna doğru Arroyo topu getirirken Davis adamını bırakıp orta sahayı geçmek üzereyken Kalin ile birlikte şok pres’e geliyor, hücum oturmamışken yapılıyor ve bu şekilde set ritmini düşürmeye çalışıyorlar ki işe yaradı bu durum. 



N’dong’un girişiyle daha aktif olacağını düşündüğümüz boyalı alana top indirme girişimleri sonuç verdi. Ama bunu gören Orhun Ene alan savunmasına döndü. Çok garip bir alan savunması yaptılar, 3-2 gibi başlayıp 2-3’e dönen, forvetlere gömülen alan savunmasıydı. Caps'i hemen yukarıda görebiliyorsunuz zaten. Bu sırada skor 26-34’tü ve bundan vazgeçene kadar skor 33-34 oldu bile.

3.periyot için söylenebilecek şeyler az. Carlos Arroyo gibi orkestra şefi, şiir yazarı, sanatçı varsa neler olacağını tahmin etmek cidden mümkün değil, 10 dakika da 15 sayı ve Ender’e yaptığı muhteşem asist ile maçın son çeyreğe kalmadan bitmesini sağladı. Banvit yorgundu, bir maç daha fazla yapmıştı ve 12’ye çıkan farktan geri dönmek onlar adına zor olacaktı. Zaten son çeyrekte de Jamont Gordon sazı eline aldı, üçlükleriyle ve potaya gidişleriyle maçı bitirdi.

İkinci yarının böyle olmasına sebep olan şeylerden ilki Serkan’ın 2. yarıda beş çıkmasına rağmen çok az kullanılması ve Mejia’nın 4 faule erken ulaşması. Banvit 2. yarıda en önemli hücum beyinlerinden 2’sini ya kullanamadı ya da unuttu. Diğer etken ise Banvit’in en skorer oyuncusu Davis’in 31. dakikada ilk saha içi isabetini kaydetmiş olması. Bizim açımızdan ise, Banvit’in ritimden çıkmış 5’ine çok iyi savunma yapıp, hücumu erken başlatmamız. Burada Arroyo’ya bir parantez daha açmak lazım. Kendisi yarı sahayı geçerken sıkıştırmaları gördüğü için 2. yarıda pivottan aldığı her topu çok çabuk yarı sahaya geçirerek bu baskının yerle bir olmasını sağladı.

2. Maç | Özet&İstatistik



Banvit Arroyo’nun 3. çeyrek bu kadar etkili olacağını tahmin etmemişti muhtemelen ve yeni bir savunma stratejisi ile başladı. Bu sefer tam saha Simmons baskısı gördük. Bu plan tutabilirdi ama Jamont bu kadar muazzam başlamasaydı. Tüm Galatasaraylıların ondan sezon boyunca yapmasını beklediği şeyleri ilk çeyreğe sığdırdı. Potaya o kadar kuvvetli drive etti ki 5 numara dahi olsanız onun patlayıcılığına ve atletizmine müdahale edemiyorsunuz.

Maç başa baş giderken 2. çeyreğin ortalarında fark birden 9-10 sayılara fırladı. Nedenlerini hemen açıklayalım: Macvan+N’dong sakatlıktan, Furkan ise faul probleminden dolayı kenarda otururken 4 kısa+Dudley ile oynamak zorunda kaldık. Adam adama sert savunma ve Banvit’e yaptırılan top kayıplarının akabinde fast-break sayıları, Banvit’in alan savunmasına karşılık ise Ender-Arroyo ikilisi topu muazzam çevirip üçlükler buldu.

Banvit farktan sonra kendine geldi, özellikle Orhun Ene. 2 uzun formülünün işe yaramayacağını anlayınca onlarda 4 kısaya döndü. Çünkü Galatasaray’ın 4 kısalı düzeninde onların hızına ve atletizmine yetişemiyorlardı. Sıcak el Serkan ve Mejia’yı çıkardılar, devreye 2 sayıyla girildi.

İlk maçın 3. çeyreği için söylenebilecek az şey var demiştik ya hani, yine kendimi tekrarlamak zorundayım. Dünkü performansı beni o kadar çok etkiledi ki uzun zamandır böylesine etkilenmemiştim. Ribaunt aldı, top çaldı, Furkan’a nefis bir asist yaptı ve 5 üçlük buldu. (Aslında 4 ama, ben o çizgidekini de 3 sayıcam) Bulduğu 5 üçlüğün sadece 2 tanesi el üstü geldi, benim için kritik olanda buydu. Transition’da, yarı saha hücumdan perde kullanarak 3 tane soktu. Maçı yine son çeyreğe bırakmadan bitirdi takım.

-N’dong Pazartesi günü oynayacak seviyeye inşallah gelir. Kariyerine bu şekilde veda etmesi ondan çok beni üzer sanırım.


-Furkan Aldemir. İçine vur aslanım, içine vur şu topları diye diye helak olduk hepimiz. 2 maçtır bunu yapıyor toplamda smaçtan bulduğu 12 sayı falan vardır herhalde. Bu sezon oynadığı TK yarı final Banvit maçı toparlanma emareleri gösterdiği ilk maçtı, final serisi ise zirve yaptığı maçlar oluyor. Gurur duyuyorum.

Hocam, seni seviyoruz.



Hiç yorum yok: