Final serisine ilk maçına başlangıç iyi olmadı. Banvit’te
Karşıyaka gibi kendi oyunlarını oynayarak şu Galatasaray takımını geçmek için
kutudan farklı şeyler çıkarmak zorundaydı, aslında 15 dakika itibariyle de bu
tuttu ancak yıldız sayısının fazlalığı tüm planları çöpe attırabiliyor, bu
takıma sahip olduğumuz için şanslıyız.
Şimdi maçlara geçelim. Öncelikle ilk maç:
-Banvit, 3. Karşıyaka maçını iyi gözlemlemiş olacak ki, Ersin’e
ikili oyun oynama veya topu yüksekte dağıtıma izin vermedi. Top yüksek post’ta Ersin’e
geldiğinde Chuck inanılmaz bir baskı yaparak bunalttı. Alçak post’ta ise
sürekli ikili sıkıştırmalarla Ersin’e top dahi inmesine müsaade etmediler. Uzunlarımızı
kullanamadığımız için hareket alanı sadece 3 sayı çevresinde kaldı ve epey bir
süre birebirler sonucu skor bulmaya çalıştık. Ersin’e mesafe bıraktıklarındaysa
çok sevdiği orta mesafelerini değerlendiremedi ve o da birebir üzerinden
oynamaya başladı ancak topla potaya gidebilme kabiliyeti önünde savunmacısı
varken zor olduğu için 2 maçta aynı pozisyondan 2 steps yaptı.
Sürekli switch yaparak oynamaya çalıştılar. 2 hareketli uzun
ile (İzzet-Davis) başladıkları için bunu nispeten uygulayabildiler. Üstte
bahsettiğim Jamont’un birebirleri olmasa hücum kanser olmuş birey seviyesine
gelecekti ki, onun birebirleri oyunun açılmasına sebep oldu.
Banvit’in en önemli handikapı takdir edersiniz ki Lucas. Tam
net bir oyun kurucusunun olmaması Banvit’i tüm sezon boyunca yaktı, bu seride
de şimdilik işler öyle gidiyor. Ama o şekilde başladı mı diye sorarsanız,
cevabım hayır. Lucas maçta bulduğu 6 sayının tümünü Arroyo üzerinden kaydetti.
Pick sonrası ne alttan ne üstten geçebildi ve Lucas’ın yapabildiği en ciddi iş
penetrelere imkan sağladı. Maçın geri kalanında ise Jamont ve Manuchar Lucas’ı
alınca onun açısını kapattılar ve hızlı ilk adımına mesafe bırakarak onu
savundular.
Çemberi savunma da sıkıntı yaşadık Dudley ve Furkan ikilisi
ile ilk çeyrek. Penetre sonrası geçilen adamlara yapamadıkları müdahaleler
potamıza sayı olarak döndü. Banvit’in 10 dakika boyunca kaydettiği 22 sayının
en az 16’sı ya fauller ya da penetreler sonucu buldukları basketlerden geldi.
Neyse ki bu sıkıntıları yaşarken Stimac imdada yetişti.
Sezone nefis başlayan Stimac’ın kademe atlayabilmesi için çözmesi gereken bolca
sıkıntı var. İlki pick and roll savunması. Stimac show-up için çıktığında
geriye dönemiyor ve 5 numaralar buradan bolca ekmek yiyiyor.(Yukarıdaki caps) Elimizde Paul
Davis gibi bir uzun olsaydı 2 maç ortalaması herhalde 22-23’tü. Stimac’ın
girişiyle İzzet’in çıkışı hemen hemen aynı anlara denk geliyor. İzzet savunmada
harika işler çıkartıyordu aslında. Tüm yardımlara giriyor ve hücum ribaundu
kovalıyor, aynı zamanda hücumda da sorumluluk alıyordu. Ancak yoruldu ve Arroyo
gibi bir kurt ona 10 saniye içinde 2 faul yaptırdı.
Periyot sonuna doğru Arroyo topu getirirken Davis adamını
bırakıp orta sahayı geçmek üzereyken Kalin ile birlikte şok pres’e geliyor, hücum
oturmamışken yapılıyor ve bu şekilde set ritmini düşürmeye çalışıyorlar ki işe
yaradı bu durum.
N’dong’un girişiyle daha aktif olacağını düşündüğümüz boyalı
alana top indirme girişimleri sonuç verdi. Ama bunu gören Orhun Ene alan
savunmasına döndü. Çok garip bir alan savunması yaptılar, 3-2 gibi başlayıp 2-3’e
dönen, forvetlere gömülen alan savunmasıydı. Caps'i hemen yukarıda görebiliyorsunuz zaten. Bu sırada skor
26-34’tü ve bundan vazgeçene kadar skor 33-34 oldu bile.
3.periyot için söylenebilecek şeyler az. Carlos Arroyo gibi
orkestra şefi, şiir yazarı, sanatçı varsa neler olacağını tahmin etmek cidden
mümkün değil, 10 dakika da 15 sayı ve Ender’e yaptığı muhteşem asist ile maçın
son çeyreğe kalmadan bitmesini sağladı. Banvit yorgundu, bir maç daha fazla
yapmıştı ve 12’ye çıkan farktan geri dönmek onlar adına zor olacaktı. Zaten son
çeyrekte de Jamont Gordon sazı eline aldı, üçlükleriyle ve potaya gidişleriyle
maçı bitirdi.
İkinci yarının böyle olmasına sebep olan şeylerden ilki
Serkan’ın 2. yarıda beş çıkmasına rağmen çok az kullanılması ve Mejia’nın 4
faule erken ulaşması. Banvit 2. yarıda en önemli hücum beyinlerinden 2’sini ya kullanamadı ya da
unuttu. Diğer etken ise Banvit’in en skorer oyuncusu Davis’in 31. dakikada ilk saha
içi isabetini kaydetmiş olması. Bizim açımızdan ise, Banvit’in ritimden çıkmış
5’ine çok iyi savunma yapıp, hücumu erken başlatmamız. Burada Arroyo’ya bir
parantez daha açmak lazım. Kendisi yarı sahayı geçerken sıkıştırmaları gördüğü
için 2. yarıda pivottan aldığı her topu çok çabuk yarı sahaya geçirerek bu
baskının yerle bir olmasını sağladı.
2. Maç | Özet&İstatistik
Banvit Arroyo’nun 3. çeyrek bu kadar etkili olacağını tahmin
etmemişti muhtemelen ve yeni bir savunma stratejisi ile başladı. Bu sefer tam
saha Simmons baskısı gördük. Bu plan tutabilirdi ama Jamont bu kadar muazzam
başlamasaydı. Tüm Galatasaraylıların ondan sezon boyunca yapmasını beklediği
şeyleri ilk çeyreğe sığdırdı. Potaya o kadar kuvvetli drive etti ki 5 numara
dahi olsanız onun patlayıcılığına ve atletizmine müdahale edemiyorsunuz.
Maç başa baş giderken 2. çeyreğin ortalarında fark birden 9-10
sayılara fırladı. Nedenlerini hemen açıklayalım: Macvan+N’dong sakatlıktan,
Furkan ise faul probleminden dolayı kenarda otururken 4 kısa+Dudley ile oynamak
zorunda kaldık. Adam adama sert savunma ve Banvit’e yaptırılan top kayıplarının
akabinde fast-break sayıları, Banvit’in alan savunmasına karşılık ise
Ender-Arroyo ikilisi topu muazzam çevirip üçlükler buldu.
Banvit farktan sonra kendine geldi, özellikle Orhun Ene. 2
uzun formülünün işe yaramayacağını anlayınca onlarda 4 kısaya döndü. Çünkü
Galatasaray’ın 4 kısalı düzeninde onların hızına ve atletizmine
yetişemiyorlardı. Sıcak el Serkan ve Mejia’yı çıkardılar, devreye 2 sayıyla
girildi.
İlk maçın 3. çeyreği için söylenebilecek az şey var demiştik
ya hani, yine kendimi tekrarlamak zorundayım. Dünkü performansı beni o kadar
çok etkiledi ki uzun zamandır böylesine etkilenmemiştim. Ribaunt aldı, top
çaldı, Furkan’a nefis bir asist yaptı ve 5 üçlük buldu. (Aslında 4 ama, ben o
çizgidekini de 3 sayıcam) Bulduğu 5 üçlüğün sadece 2 tanesi el üstü geldi,
benim için kritik olanda buydu. Transition’da, yarı saha hücumdan perde
kullanarak 3 tane soktu. Maçı yine son çeyreğe bırakmadan bitirdi takım.
-N’dong Pazartesi günü oynayacak seviyeye inşallah gelir.
Kariyerine bu şekilde veda etmesi ondan çok beni üzer sanırım.
-Furkan Aldemir. İçine vur aslanım, içine vur şu topları
diye diye helak olduk hepimiz. 2 maçtır bunu yapıyor toplamda smaçtan bulduğu
12 sayı falan vardır herhalde. Bu sezon oynadığı TK yarı final Banvit maçı toparlanma
emareleri gösterdiği ilk maçtı, final serisi ise zirve yaptığı maçlar oluyor.
Gurur duyuyorum.
Hocam, seni seviyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder