8 Mayıs 2013 Çarşamba

Galatasaray Normal Sezon Değerlendirmesi

Play-offlar başlamadan önce aklımda sezonun değerlendirmesini yapmak vardı bari bu nasip olsun. Blogu açtıktan gelin gibi süsleyecektim içini, yazıhane vol 2. yapacaktım onu ama zaman bulunamadım, bulsam da akla gelmedi, aklıma gelse de üşendim.

Guardlar, forvetler ve pivotlar olmak üzere 3 bölüme ayırıyorum, en sonunda da Ergin Ataman’a değineceğim.

GUARDLAR

Can Korkmaz


TBL İstatistikleri: 12 maç – 2.7 sayı, 0.9 asist.
EC İstatistikleri: 2 maç – 4 sayı, 2.5 asist

Herkesin dilinde Arroyo ile oynaması ona çok şey katacak gibi laflar duyuyoruz, ki bu düşünceye bende katılıyorum. Ama Can’ın artık eti belli sütü belli, seneye 22 yaşında olacak. Galatasaray’a geliş hikayesini yakın bir arkadaşımdan duyduğumda kulaklarıma inanamadım, bunu burada paylaşmak olmaz tabii. Sene içinde sakatlıklardan ötürü oynama fırsatı buldu. Normal şartlarda ben kadroda 13. adam olarak kalacağını düşünüyordum veya tekrar kiralanmasını bekliyordum. Arroyo’dan kapabileceğini kapması, sonra da kiralık olarak 1.ligde top oynaması lazım. 2.lig tecrübesi bu kadar yüksekken ve Daçka’da da iyi performans göstermişken, 1.ligin alt-orta sıralarında back-up guard olarak kalması onun adına hayırlı olur. Can, kritik maçların hiç birinde sahada yer almadı, kopan maçlarda fena olmayan şeyler gösterdi. Top hakimiyeti, şütör özelliği fena olmasa da ikili oyunlar konusunda henüz buralar için ham. Elimizde onu değerlendirebileceğimiz veriler oldukça az aslında, Kızılyıldız maçında iyi süre alsa da pek bişey ortada koyamadı. Haftasonu oynanan Telekom maçında ise kopan maçta iyi kararlar verdi. Gelecek sene Galatasaray’da bu sene gibi badireler yaşanmazsa süre alacağını pek sanmıyorum.

Ender Arslan


TBL İstatistikleri – 9.2 sayı, 3.0 asist
EC İstatistikleri – 6.8 sayı , 2.7 asist

Geçen sezonun benzeri yine bu sezonda oldu, Ender sezona inanılmaz başladı. Hatırlarsanız, Fenerbahçe’ye karşı kazandığımız Cumhurbaşkanlığı maçında 18 sayı 7 asist yapmıştı. Biraz Ömer Üründül misali olacak ama ‘çok acayip bir oyuncu’. Ömrüm boyunca da anlayamayacağım sanırım bunu. Her sene nasıl oluyor da, ‘o sene bu sene mi?’ diye sorgulatıyor, ben bilemiyorum. Şunu biliyorum ama, artık kanmayacağım Ender’e. Neyse, sezon içindeki performansı her zamanki Ender portresini izledik. İyi başladı, kötü gitti, toparladı, hop tekrar aşağı. Temponun yukarıda olmasına ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda, özellikle Marko ve Arroyo ile sahadayken katkı verdi ve kariyerindeki en yüksek üçlük yüzdesini yakaladı. Kazanılan Fenerbahçe maçının da mimarlarından. Bunun yanında Karşıyaka ve TED maçlarını da artı hanesine yazabiliriz. Genel olarak performansı beni rahatsız etmese de onun durumu futbol takımındaki Emre Çolak’a benziyor. Play-off’ta Ender’e yerli statüsünden dolayı inanılmaz ihtiyacımız var.

Engin Atsür


TBL İstatistikleri – 3.8 sayı, 2.0 asist, 0.8 top çalma
EC İstatistikleri – 5.1 sayı, 1.5 asist

Ender’in tam tersi şekilde yavaş viteste başladı sezona. Ama haftalar geçtikçe onun da çıtası yükseldi. Sezon öncesi oynadığı Fenerbahçe maçında da, deplasmandaki Kazan maçında da ‘Büyük oyuncu büyük maçta’ oynar düşüncemizi pekiştirdi ama performansının yükselen kısmına kadar hiç hoşnut değildim. Açıkçası hocayı suçluyordum bu konuda da. Sonraları Engin’in de süre aldığı 15 dakikalık bölümde ortaya bişey koyamadığını, ilk 5 çıkmasına rağmen takımın ritim kazanması için çok çaba sarf etmediğini gördüm. Ancak bu durumdan muhtemelen o da hoşnut değildi ki, hocayla birebir görüştü, hoca ondan neler alabileceğini gördü ve bu şekilde takımın en güvenilir ellerinden oldu. Potansiyel olarak takımın en iyi kısa savunucusu Jamont Gordon olsa da, o en istikrarlı savunma yapan oyuncu olarak çıktı karşımıza. Çünkü ayak yavaşlığını zekasıyla kapatıyordu. Sakatlığının formda olduğu döneme gelmesi hem onun adına, hem de takım adına çok çok büyük bir kayıp. Play-off’ta tansiyonun düşük olduğu yerlerde onun karar vericiliğine ihtiyacımız vardı. Genel tabloda Engin için ‘daha iyisi olmalıydı’ diyorum.

Carlos Arroyo


TBL İstatistikleri – 13.4 sayı, 3.0 ribaunt, 4.3 asist
EC İstatistikleri – 12.4 sayı, 3.0 ribaunt, 4.8 asist

İstatistikleri yukarıya yazarken acaba ne şekilde övebilirim dedim kendi kendime. Geldi ve takımın çehresini bir anda değiştirdi. Oynanılan topu 2 kat yukarıya çekti. Hücumda geçen seneki takıma benzer çözülmelerin ve sayı bulamama problemini yerle bir etti. Daha sezon başında yapılması gereken bir hamle olduğu için şube yöneticilerine biraz sitem ediyorum açıkçası. Şu ana kadar oynadığı 25 maçın Kazan hariç hepsinde de elinden gelenin en iyisini vermeye çalıştı. Onda da mali problemler ayyuka çıktı, N’dong&Marko hariç yabancıların hiç biri top oynamadı. Belki kupa finalinde Arroyo gibi zeki bir oyuncu Sato’nun savunmasına karşı daha akılcı çözümler üretebilirdi, başka da bir problem göremiyorum. Takım tıkandığı anlarda ne gerekiyorsa yaptı, hem kendi sayısını attı, hem de Furkan ve Jamont’u tekrar hayata döndürdü. Ne kadar teşekkür etsek az bu adama. Seneye de kalması 2 taraf için en hayırlısı olur.

FORVETLER

Cenk Akyol


TBL İstatistikleri: 9.2 sayı, 2.6 ribaunt, 1.3 asist, 0.8 top çalma
EC İstatistikleri: 7.3 sayı, 1.7 ribaunt

Karşıyaka maçına kadar olan sürede takımın en iyi isimlerindendi. Hatta şöyle söyleyelim; Ender’de olduğu gibi ‘acaba o sene bu sene mi’ sorusunu herkese sordurttu. Karşıyaka maçında son topu sokamadı ve işler onun epey için ters gitti. İzmir’deki maçtan sonra Arca ile ‘burdan kendini bozmazsa artık Cenk olmuş demektir’ tarzı bir konuşma yapmıştık ama hem istikrarsız oynadı, hem de sakatlığı oynamasına bir süre engel teşkil etti. Bir de şu var tabii, üstad trouble’nin de kardeş blogumuz olan şanlıspurs’ün yorumlarında dediği gibi ‘1.cenk akyol misali büyük maçlarda yüzdesi düşük ama royal halı maçlarında 5 üçlük arka arkaya yollayan şutör.’ kategorisinde olduğunu değiştirmesi için play-off performansının kesinlikle yukarda olması gerekiyor. Ayrıca Efes’in Birkan’ı elimizden kapması Cenk’i almamıza vesile olduğu için onlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu kadar bok attım belki ama Cenk’den o ilk dönemki performansının devamını göremediğim için, kızgınım. Yoksa o da iyi bir sezon geçirdi. Kariyer sayı ortalamasını yaptı, ribaunt ve top çalmayı tekrarladı. Gelecek sene de kadroda tutulması şart.

Manuchar Markoishvili


TBL İstatistikleri: 10 sayı, 2 ribaunt
EC İstatistikleri: 12 sayı, 1.3 ribaunt

Seni Allah mı gönderdi be adam :( Blake’i, Bracey’i istediğim için sana karşı hep borcum olduğunu düşüneceğim sanırım Marko Paşa. Onları yaratıcı yönlerinden ötürü istemiştim ama sen bana tokat attın resmen perde çıkışı şutlarınla. Neyse geyiği bırakıyorum. Arroyo’nun gelişiyle takımın nasıl düzlüğe çıktığını söylemiştim, Marko’nun sahada olmasının da büyük etkisi var. Adam kurulan pickleri o kadar güzel kullanıyor ve 24 saniye durmadan cut yapıyor ki, topsuz oyunda bile izlerken etkilenmemek mümkün değil. Bogdanovic ile birlikte ligin bileği en düzgün 2 oyuncusundan biri. Top elinden çıkarken lop diye içine oturacak diyorsun, yapıyor. Son maçlarda biraz istikrarsız attı, (Fener’e karşı normal şutlarını soksaydı tarihi fark gelebilirdi) ama play-off döneminde takımın en büyük kozlarından. Onun sahada olmasına çok ihtiyaç var. İlk geldiğinde kendini temastan sakınamıyor ve her topa el soktuğu için çok çabuk faul problemine giriyordu ama artık bu sorunu da aştı. O bize, biz de ona çok yakışıyoruz, umarım bu birliktelik devam edecek. Sezonun Galatasaray adına en güzel adamlarından.

Jamont Gordon


TBL İstatistikleri: 9.3 sayı, 2.4 ribaunt, 2.8 asist
EC İstatistikleri: 11.7 sayı, 3.3 ribaunt, 2.3 asist.

Rahmetli Kazım Kanat’ın ‘et mi balık mı anlayamadım’ sözünün karşılığı. Adama bakıyoruz, muazzam kol uzunluğu, atletizm, vücudunun üst bölgesi ile Avrupa’nın imrenilecek kısalarından. Bu adamın savunma ve penetre konularında hiçbir sıkıntısı olmaması lazım normal şartlarda, fiziğinin hakkını vermesi lazım. Ama sahaya bakıyoruz, el üstü şutlara konsantre olmuş, savunmada sadece kendi adamına bakıp, yardımları takip etmeyen bir oyuncu. Bunda biraz bizim hatamız da var, guard olmayan adama gel oyunu kur dedik, sonra 2’ye geç dedik. Biraz özgüven problemi yaşadı haliyle. Kızılyıldız, Banvit, Ulm gibi iyi maçları vardı ama istikrarsızlığın kelime anlamıydı Galatasaray adına. Kısa rotasyonunda stil farklılığı yaratacak olmasına takımın play-off’ta ihtiyacı var. Genel hatlarıyla bu sezonki performansından hiç ama hiç memnun değilim. Hidayet’in ilk Sacramento döneminde eleştirildiği gibi bolca şut atıyor, sadece yer yer parlıyor. Yapabileceklerinin yarısını bile yapmadı, buraya dikkat yalnız; yapamadı değil yapmadı. Gelecek sezon 6. yabancı olmayı kabul etmezse kontratından bi’ şekilde çıkılacaktır.

Milan Macvan


TBL İstatistikleri: 7.7 sayı, 3.2 ribaunt
EC İstatistikleri: 9.3 sayı, 5.0 ribaunt

Onun için söyleyebileceğim tek kelime: Hayalkırıklığı. 15-8 ile EL’i bitirdikten sonra onun hakkında düşündüklerim acaba hangi ACB takımına gideceği yönündeydi. Adını duyduğumda ihtimal dahi vermedim, böyle çıkış yapan oyuncunun hakkı EL’dir dedim. 17 yaşından beri takip ettiğim için gelmesi beni diğer tüm transferlerden mutlu etti. En sonunda tavanını bizde yapabilecek genç bir oyuncu geldi diye düşünüyordum ama ortaya koydukları tamamen fiyasko. İki tarafında suçu var bunun oluşmasında. Biz ona doğru yerde topla buluşturamadık, ona uygun setlerimiz çok yoktu ama onun da daha üretken olması gerekiyordu, dış şut sokması lazımdı takımdaki süresini arttırabilmek için. Orta mesafe bile atamadı, savunmada takımın en zayıf halkası oldu maalesef. Fenerbahçe maçında yaptığı lise seviyesindeki hataları uzunca bir süre unutamayacağım sanırım. Her pick sonrası altta kaldı, Andersen hayatının en rahat şutlarını attı. 2 senelik sözleşmesi olmasına rağmen takımda en net şekilde gönderilir dediğim ilk isim. Uyuşamadık Macvan.

Erwin Dudley


TBL İstatistikleri: 8.5 sayı, 6.2 ribaunt
EC İstatistikleri: 9.3 sayı, 4.2 ribaunt

Bu adam takımın net x-faktör’ü oldu sezon boyunca. Telekom’dayken de beğeniyordum ama geçen sene Ergin Hoca ile birlikte çağ atladı resmen. Savunmasının yumuşak kaldığı yönündeki eleştirileri yerle bir etti, ligin en sert uzunlarından birine dönüştü. Sezon boyunca performansından en memnun kaldığım isim oldu Dudley. Ne alacağını, parkeye neler koyabileceğini bildiğin bir adamın kadroda olması bizim için büyük nimet. Play-off’ta takımın en büyük kozlarından biri olacak. Bazen ona hücumda fazla sorumluluk yüklüyoruz, artık Telekom’daki gibi leblebi misali şut atamıyor. Ama büyük, küçük demeden her maçta elinden geleni yapması ve çok ön plana çıkmaması ile takımı takip edenlerin sevgilisi oldu. Devşirmesi olan takımlar arasında bence bunu en iyi kullanan takımız. Seneye de muhakkak kadroda tutulmalı, hem 4 hem 5 alternatifi olarak ondan daha iyi yerli –Kerem Gönlüm hariç- oyuncu yok ligde.

PİVOTLAR

Boniface N’dong


TBL İstatistikleri: 8.7 sayı, 5.5 ribaunt
EC İstatistikleri: 7.8 sayı, 6 ribaunt

Sezon başında piyasadaki yapılacak en iyi tercih olduğunu söylemiştim, beni haksız çıkarmadığı için teşekkür ederim. Tüm sezon boyunca takımın savunma yükünü çekti, büyük maçlarda devleşti. Hem orta mesafesi, hem post-up’ı ile kadroya derinlik sağlıyor. Bu adamın ortaya koyduğu enerji ile 35 yaşında olduğuna inanmak güç. Dün gece konuştuk, eğer alternatifini bulamayacaksak biten kontratını uzatmak şart. Konsantrasyonun bir an dahi düşmeden hep doğru kararları vermesiyle büyük profesyonel olduğunu kanıtladı. Ligin en iyi pivotu. Sakatlığı play-off’ta ritminin düşmesine izin vermez umarım.

Furkan Aldemir


TBL İstatistikleri: 5.2 sayı, 7.1 ribaunt
EC İstatistikleri: 3.8 sayı, 4.3 ribaunt

Milli Takımda kilo verdi, burada aldı derken Furkan için sezonun ilk yarısı hayal kırıklıklarıyla geçti doğrusu. Carlos’un gelişinden sonra biraz toparlama sinyalleri alsak da Furkan hala ilk senesinin üstüne koyamamış durumda. Bunun yanı sıra faul yüzdesi de geçen seneye göre %18 geriledi, sayı ortalaması düştü. Hala pota altında aldığını bitirmek de tereddüt yaşıyor. İçine vursam mı yoksa yumuşak bıraksam mı derken pozisyonlar heba oluyor. Ribaunt hassasiyetinin kaybolmamış olduğunu görmek güzel. Ligin 2. yarısını fena geçirmese de bu sezon özelinde onun adına olumlu konuşabileceğimiz pek bir şey yok doğrusu. Milli Takım kamplarından dolayı ne şutuna, ne sırtı dönük oyununa çalışmış. Zaten elit seviyeye getiremeyecek olsa bile bir tehditinin olması gerek. Kendisi sanırım Houston’da şansını denemek istiyor, buna saygı duyuyorum. Ama denemek istemese bile 5 numaranın yerli oyuncusu olarak ben Zaza’yı tercih ederim.

Sertaç Şanlı


TBL İstatistikleri: 3.5 sayı, 2.5 ribaunt
EC İstatistikleri: 9 sayı, 6.5 ribaunt (2 maç)

Oktay Mahmuti ile birlikte geçirdiği 2 sezon da oynadığı topu beğendiğimi söylemek güç. Sezon başında gönderilmesini istiyordum, hala da ona süre verebilecek takım varsa gitmesini istiyorum ancak kendini daha fazla geliştirebilmesi için. Yumuşak olduğundan yakınıyorduk ama hem Kızılyıldız, hem de ligin son maçlarında gösterdiği üzere bu problemi biraz törpülemiş. Basketbolcularda sakalın olması gerektiğine inanırım, daha sert gösteriyor psikolojik olarak. Ama işte bu kalınlaşma dönemi sırasında o yumuşak bileklerinin kaybolmaması gerek. Kadroda 5. veya 6. uzun olarak her zaman yeri var. Belki çok uzun süreler oynamadı ama fiziksel gelişimine şahit olduğum için ona cidden saygı duyuyorum. Play-off’ta ilk turda süre alması olası, ondan sonrası için zor ve henüz erken.

KOÇ

Ergin Ataman


BAŞINA GELEN OLAYLAR:

Jamont Gordon: Sakatlığından 8 maç, cezasından dolayı 2 maç oynamadı.

Cenk Akyol: Zatürre oldu, 1 ay oynamadı.

Göksenin: Sezonu ilk haftalarda kapattı.

Domercant: Sezonu ilk haftalarda kapattı.

David Hawkins: Koko skandalı.

Engin Atsür: En formda olduğu dönemde sezonu kapattı.

Erwin Dudley: Ayak baş parmağı kırık bir şekilde oynadı.

İlkan Karaman: Sezon başında yedek 4 numara olarak düşündü ve Cevher’i gönderdi. Ama o mevkiiye takviye yapamadı.

Seyirci cezası: Karşıyaka, Fenerbahçe ve Banvit gibi ilk yarıda yenildiğimiz 3 takıma karşı boş salonda oynamak zorunda kaldı.

Galatasaray taraftarı: Olaylı bir şekilde gelmesinin akabinde kendi taraftarı bile ona sırt çevirdi.

Twitter: Geçen sene de yazdığı fair-play mesajları milli takıma yoruldu, ‘Ergin Hoca, Milli Takım Koçluğunu, Galatasaray’dan daha çok önemsiyor dendi.’

Fenerbahçe Türkiye Kupası maçı: Hakemler maçı bizden alıp Fenerbahçe’ye öylesine rahat bir şekilde verdi ki elinden kupa alındı.

Mali durumlar: Oyuncuları konsantre etmek de güçlük yaşadı, Jamont kupa maçından önce ihtarname çekti, N’dong ‘oyuncular mutsuzlaştı’ şeklinde demeç bile verdi.

Kuban maçı: EC yönetimi maçın ertelenmesini reddetti, 10 saatlik dinlenmeyle maça çıkıldı ve averaj verildi.

Aldatma: Hürriyet Gazetesi şerefsizliği.

SONUÇ

Galatasaray kulüp tarihinin en başarılı başlangıcı (8/8)
Galatasaray kulüp tarihinin en iyi normal sezon derecesi (27-3)
Galatasaray kulüp tarihinin üst üste en fazla maç kazanmasını sağlayan antrenör (17/17)  

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Ergin Ataman kısmı muhteşem. Çok ama cok fazla şey anlatıyor.

gayin-sin.net dedi ki...

basketboldan hemen hiç anlamam ama ergin ataman bana dünyanın en iyi teknik direktörlerinden birisi gibi görünüyor. oyun (herhangi bir oyuna matematik bakışı kastediyorum, ki bu oyun futbol da olabilir) anlayışı bence çok üst düzey. o kadar ki fatih terim'den sonra futbolun başına geçse, sorunsuz yürür. ki yanılmıyorsam bir seferinde "birkaç yıl futbolla uğraşsam teknik direktörlük yapabilirim" türü bir şeyler de demişti. sevgiler.

Unknown dedi ki...

Haklısınız, yeni jenarasyon koçların hemen hemen hepsi basketbola hakim olsa da, oyun akışındaki hamle mekanizmaları biraz geri planda kalıyor. Kendi bildikleri oyun anlayışlarına o kadar bağlı kalıyorlar ki, bir süre sonra onları çözmek kolay oluyor. Cebinde ekstra hamleleri bulunan ve bunu sahada yapabilenler de elit koç düzeyine çıkıyorlar. Ben bu durumun biraz insan zekası ile de alakalı olduğunu düşünüyorum.

Adsız dedi ki...

marko'nun tipi sürekli sopa yiyen mazlum gibi mi ? bu arada yazı süper olmuş.

Bizimle Kazan! dedi ki...

tebrikler bro :)

Unknown dedi ki...

@adsız

tam türk tipi var ya, türkçeyi benden iyi telaffuz ediyor.

@bizimlekazan

eyvallah abi.