Play-offlar başlamadan önce aklımda sezonun
değerlendirmesini yapmak vardı bari bu nasip olsun. Blogu açtıktan gelin gibi
süsleyecektim içini, yazıhane vol 2. yapacaktım onu ama zaman bulunamadım,
bulsam da akla gelmedi, aklıma gelse de üşendim.
Guardlar, forvetler ve pivotlar olmak üzere 3 bölüme
ayırıyorum, en sonunda da Ergin Ataman’a değineceğim.
GUARDLAR
Can Korkmaz
TBL İstatistikleri: 12 maç – 2.7 sayı, 0.9 asist.
EC İstatistikleri: 2 maç – 4 sayı, 2.5 asist
Herkesin dilinde Arroyo ile oynaması ona çok şey katacak
gibi laflar duyuyoruz, ki bu düşünceye bende katılıyorum. Ama Can’ın artık eti
belli sütü belli, seneye 22 yaşında olacak. Galatasaray’a geliş hikayesini
yakın bir arkadaşımdan duyduğumda kulaklarıma inanamadım, bunu burada paylaşmak
olmaz tabii. Sene içinde sakatlıklardan ötürü oynama fırsatı buldu. Normal
şartlarda ben kadroda 13. adam olarak kalacağını düşünüyordum veya tekrar
kiralanmasını bekliyordum. Arroyo’dan kapabileceğini kapması, sonra da kiralık
olarak 1.ligde top oynaması lazım. 2.lig tecrübesi bu kadar yüksekken ve
Daçka’da da iyi performans göstermişken, 1.ligin alt-orta sıralarında back-up
guard olarak kalması onun adına hayırlı olur. Can, kritik maçların hiç birinde sahada yer almadı, kopan maçlarda fena
olmayan şeyler gösterdi. Top hakimiyeti, şütör özelliği fena olmasa da ikili
oyunlar konusunda henüz buralar için ham. Elimizde onu değerlendirebileceğimiz
veriler oldukça az aslında, Kızılyıldız maçında iyi süre alsa da pek bişey
ortada koyamadı. Haftasonu oynanan Telekom maçında ise kopan maçta iyi
kararlar verdi. Gelecek sene Galatasaray’da bu sene gibi badireler yaşanmazsa
süre alacağını pek sanmıyorum.
Ender Arslan
TBL İstatistikleri – 9.2 sayı, 3.0 asist
EC İstatistikleri – 6.8 sayı , 2.7 asist
Geçen sezonun benzeri yine bu sezonda oldu, Ender sezona
inanılmaz başladı. Hatırlarsanız, Fenerbahçe’ye karşı kazandığımız
Cumhurbaşkanlığı maçında 18 sayı 7 asist yapmıştı. Biraz Ömer Üründül misali
olacak ama ‘çok acayip bir oyuncu’. Ömrüm boyunca da anlayamayacağım sanırım
bunu. Her sene nasıl oluyor da, ‘o sene bu sene mi?’ diye sorgulatıyor, ben
bilemiyorum. Şunu biliyorum ama, artık kanmayacağım Ender’e. Neyse, sezon
içindeki performansı her zamanki Ender portresini izledik. İyi başladı, kötü
gitti, toparladı, hop tekrar aşağı. Temponun yukarıda olmasına ihtiyaç
duyduğumuz zamanlarda, özellikle Marko ve Arroyo ile sahadayken katkı verdi ve
kariyerindeki en yüksek üçlük yüzdesini yakaladı. Kazanılan Fenerbahçe maçının
da mimarlarından. Bunun yanında Karşıyaka ve TED maçlarını da artı hanesine
yazabiliriz. Genel olarak performansı beni rahatsız etmese de onun durumu
futbol takımındaki Emre Çolak’a benziyor. Play-off’ta Ender’e yerli statüsünden
dolayı inanılmaz ihtiyacımız var.
Engin Atsür
TBL İstatistikleri – 3.8 sayı, 2.0 asist, 0.8 top çalma
EC İstatistikleri – 5.1 sayı, 1.5 asist
Ender’in tam tersi şekilde yavaş viteste başladı sezona. Ama
haftalar geçtikçe onun da çıtası yükseldi. Sezon öncesi oynadığı Fenerbahçe
maçında da, deplasmandaki Kazan maçında da ‘Büyük oyuncu büyük maçta’ oynar
düşüncemizi pekiştirdi ama performansının yükselen kısmına kadar hiç hoşnut
değildim. Açıkçası hocayı suçluyordum bu konuda da. Sonraları Engin’in de süre
aldığı 15 dakikalık bölümde ortaya bişey koyamadığını, ilk 5 çıkmasına rağmen
takımın ritim kazanması için çok çaba sarf etmediğini gördüm. Ancak bu durumdan muhtemelen o da hoşnut değildi ki, hocayla birebir görüştü, hoca ondan neler alabileceğini gördü ve bu
şekilde takımın en güvenilir ellerinden oldu. Potansiyel olarak takımın en iyi
kısa savunucusu Jamont Gordon olsa da, o en istikrarlı savunma yapan oyuncu
olarak çıktı karşımıza. Çünkü ayak yavaşlığını zekasıyla kapatıyordu. Sakatlığının
formda olduğu döneme gelmesi hem onun adına, hem de takım adına çok çok büyük
bir kayıp. Play-off’ta tansiyonun düşük olduğu yerlerde onun karar vericiliğine
ihtiyacımız vardı. Genel tabloda Engin için ‘daha iyisi olmalıydı’ diyorum.
Carlos Arroyo
TBL İstatistikleri – 13.4 sayı, 3.0 ribaunt, 4.3 asist
EC İstatistikleri – 12.4 sayı, 3.0 ribaunt, 4.8 asist
İstatistikleri yukarıya yazarken acaba ne şekilde övebilirim
dedim kendi kendime. Geldi ve takımın çehresini bir anda değiştirdi. Oynanılan
topu 2 kat yukarıya çekti. Hücumda geçen seneki takıma benzer çözülmelerin ve
sayı bulamama problemini yerle bir etti. Daha sezon başında yapılması gereken
bir hamle olduğu için şube yöneticilerine biraz sitem ediyorum açıkçası. Şu ana
kadar oynadığı 25 maçın Kazan hariç hepsinde de elinden gelenin en iyisini
vermeye çalıştı. Onda da mali problemler ayyuka çıktı, N’dong&Marko hariç
yabancıların hiç biri top oynamadı. Belki kupa finalinde Arroyo gibi zeki bir
oyuncu Sato’nun savunmasına karşı daha akılcı çözümler üretebilirdi, başka da
bir problem göremiyorum. Takım tıkandığı anlarda ne gerekiyorsa yaptı, hem
kendi sayısını attı, hem de Furkan ve Jamont’u tekrar hayata döndürdü. Ne kadar
teşekkür etsek az bu adama. Seneye de kalması 2 taraf için en hayırlısı olur.
FORVETLER
Cenk Akyol
TBL İstatistikleri: 9.2 sayı, 2.6 ribaunt, 1.3 asist, 0.8
top çalma
EC İstatistikleri: 7.3 sayı, 1.7 ribaunt
Karşıyaka maçına kadar olan sürede takımın en iyi
isimlerindendi. Hatta şöyle söyleyelim; Ender’de olduğu gibi ‘acaba o sene bu
sene mi’ sorusunu herkese sordurttu. Karşıyaka maçında son topu sokamadı ve
işler onun epey için ters gitti. İzmir’deki maçtan sonra Arca ile ‘burdan
kendini bozmazsa artık Cenk olmuş demektir’ tarzı bir konuşma yapmıştık ama hem
istikrarsız oynadı, hem de sakatlığı oynamasına bir süre engel teşkil etti. Bir
de şu var tabii, üstad trouble’nin de kardeş blogumuz olan şanlıspurs’ün
yorumlarında dediği gibi ‘1.cenk akyol misali büyük maçlarda yüzdesi düşük ama
royal halı maçlarında 5 üçlük arka arkaya yollayan şutör.’ kategorisinde
olduğunu değiştirmesi için play-off performansının kesinlikle yukarda olması
gerekiyor. Ayrıca Efes’in Birkan’ı elimizden kapması Cenk’i almamıza vesile
olduğu için onlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu kadar bok attım belki ama
Cenk’den o ilk dönemki performansının devamını göremediğim için, kızgınım.
Yoksa o da iyi bir sezon geçirdi. Kariyer sayı ortalamasını yaptı, ribaunt ve
top çalmayı tekrarladı. Gelecek sene de kadroda tutulması şart.
Manuchar Markoishvili
TBL İstatistikleri: 10 sayı, 2 ribaunt
EC İstatistikleri: 12 sayı, 1.3 ribaunt
Seni Allah mı gönderdi be adam :( Blake’i, Bracey’i istediğim
için sana karşı hep borcum olduğunu düşüneceğim sanırım Marko Paşa. Onları
yaratıcı yönlerinden ötürü istemiştim ama sen bana tokat attın resmen perde
çıkışı şutlarınla. Neyse geyiği bırakıyorum. Arroyo’nun gelişiyle takımın nasıl
düzlüğe çıktığını söylemiştim, Marko’nun sahada olmasının da büyük etkisi var.
Adam kurulan pickleri o kadar güzel kullanıyor ve 24 saniye durmadan cut yapıyor
ki, topsuz oyunda bile izlerken etkilenmemek mümkün değil. Bogdanovic ile
birlikte ligin bileği en düzgün 2 oyuncusundan biri. Top elinden çıkarken lop
diye içine oturacak diyorsun, yapıyor. Son maçlarda biraz istikrarsız attı,
(Fener’e karşı normal şutlarını soksaydı tarihi fark gelebilirdi) ama play-off
döneminde takımın en büyük kozlarından. Onun sahada olmasına çok ihtiyaç var.
İlk geldiğinde kendini temastan sakınamıyor ve her topa el soktuğu için çok
çabuk faul problemine giriyordu ama artık bu sorunu da aştı. O bize, biz de ona
çok yakışıyoruz, umarım bu birliktelik devam edecek. Sezonun Galatasaray adına
en güzel adamlarından.
Jamont Gordon
TBL İstatistikleri: 9.3 sayı, 2.4 ribaunt, 2.8 asist
EC İstatistikleri: 11.7 sayı, 3.3 ribaunt, 2.3 asist.
Rahmetli Kazım Kanat’ın ‘et mi balık mı anlayamadım’ sözünün karşılığı. Adama bakıyoruz, muazzam kol uzunluğu, atletizm, vücudunun üst
bölgesi ile Avrupa’nın imrenilecek kısalarından. Bu adamın savunma ve penetre
konularında hiçbir sıkıntısı olmaması lazım normal şartlarda, fiziğinin hakkını
vermesi lazım. Ama sahaya bakıyoruz, el üstü şutlara konsantre olmuş, savunmada
sadece kendi adamına bakıp, yardımları takip etmeyen bir oyuncu. Bunda biraz
bizim hatamız da var, guard olmayan adama gel oyunu kur dedik, sonra 2’ye geç
dedik. Biraz özgüven problemi yaşadı haliyle. Kızılyıldız, Banvit, Ulm gibi iyi
maçları vardı ama istikrarsızlığın kelime anlamıydı Galatasaray adına. Kısa
rotasyonunda stil farklılığı yaratacak olmasına takımın play-off’ta ihtiyacı
var. Genel hatlarıyla bu sezonki performansından hiç ama hiç memnun değilim.
Hidayet’in ilk Sacramento döneminde eleştirildiği gibi bolca şut atıyor,
sadece yer yer parlıyor. Yapabileceklerinin yarısını bile yapmadı, buraya
dikkat yalnız; yapamadı değil yapmadı. Gelecek sezon 6. yabancı olmayı kabul
etmezse kontratından bi’ şekilde çıkılacaktır.
Milan Macvan
TBL İstatistikleri: 7.7 sayı, 3.2 ribaunt
EC İstatistikleri: 9.3 sayı, 5.0 ribaunt
Onun için söyleyebileceğim tek kelime: Hayalkırıklığı. 15-8
ile EL’i bitirdikten sonra onun hakkında düşündüklerim acaba hangi ACB takımına
gideceği yönündeydi. Adını duyduğumda ihtimal dahi vermedim, böyle çıkış yapan
oyuncunun hakkı EL’dir dedim. 17 yaşından beri takip ettiğim için gelmesi beni
diğer tüm transferlerden mutlu etti. En sonunda tavanını bizde yapabilecek genç bir
oyuncu geldi diye düşünüyordum ama ortaya koydukları tamamen fiyasko. İki
tarafında suçu var bunun oluşmasında. Biz ona doğru yerde topla buluşturamadık,
ona uygun setlerimiz çok yoktu ama onun da daha üretken olması gerekiyordu, dış
şut sokması lazımdı takımdaki süresini arttırabilmek için. Orta mesafe bile
atamadı, savunmada takımın en zayıf halkası oldu maalesef. Fenerbahçe maçında
yaptığı lise seviyesindeki hataları uzunca bir süre unutamayacağım sanırım. Her
pick sonrası altta kaldı, Andersen hayatının en rahat şutlarını attı. 2 senelik sözleşmesi olmasına rağmen takımda
en net şekilde gönderilir dediğim ilk isim. Uyuşamadık Macvan.
Erwin Dudley
TBL İstatistikleri: 8.5 sayı, 6.2 ribaunt
EC İstatistikleri: 9.3 sayı, 4.2 ribaunt
Bu adam takımın net x-faktör’ü oldu sezon boyunca. Telekom’dayken
de beğeniyordum ama geçen sene Ergin Hoca ile birlikte çağ atladı resmen.
Savunmasının yumuşak kaldığı yönündeki eleştirileri yerle bir etti, ligin en sert
uzunlarından birine dönüştü. Sezon boyunca performansından en memnun kaldığım
isim oldu Dudley. Ne alacağını, parkeye neler koyabileceğini bildiğin bir
adamın kadroda olması bizim için büyük nimet. Play-off’ta takımın en büyük
kozlarından biri olacak. Bazen ona hücumda fazla sorumluluk yüklüyoruz, artık
Telekom’daki gibi leblebi misali şut atamıyor. Ama büyük, küçük demeden her
maçta elinden geleni yapması ve çok ön plana çıkmaması ile takımı takip
edenlerin sevgilisi oldu. Devşirmesi olan takımlar arasında bence bunu en iyi
kullanan takımız. Seneye de muhakkak kadroda tutulmalı, hem 4 hem 5 alternatifi
olarak ondan daha iyi yerli –Kerem Gönlüm hariç- oyuncu yok ligde.
PİVOTLAR
Boniface N’dong
TBL İstatistikleri: 8.7 sayı, 5.5 ribaunt
EC İstatistikleri: 7.8 sayı, 6 ribaunt
Sezon başında piyasadaki yapılacak en iyi tercih olduğunu
söylemiştim, beni haksız çıkarmadığı için teşekkür ederim. Tüm sezon boyunca takımın
savunma yükünü çekti, büyük maçlarda devleşti. Hem orta mesafesi, hem post-up’ı
ile kadroya derinlik sağlıyor. Bu adamın ortaya koyduğu enerji ile 35 yaşında
olduğuna inanmak güç. Dün gece konuştuk, eğer alternatifini bulamayacaksak biten
kontratını uzatmak şart. Konsantrasyonun bir an dahi düşmeden hep doğru
kararları vermesiyle büyük profesyonel olduğunu kanıtladı. Ligin en iyi pivotu.
Sakatlığı play-off’ta ritminin düşmesine izin vermez umarım.
Furkan Aldemir
TBL İstatistikleri: 5.2 sayı, 7.1 ribaunt
EC İstatistikleri: 3.8 sayı, 4.3 ribaunt
Milli Takımda kilo verdi, burada aldı derken Furkan için
sezonun ilk yarısı hayal kırıklıklarıyla geçti doğrusu. Carlos’un gelişinden
sonra biraz toparlama sinyalleri alsak da Furkan hala ilk senesinin üstüne
koyamamış durumda. Bunun yanı sıra faul yüzdesi de geçen seneye göre %18
geriledi, sayı ortalaması düştü. Hala pota altında aldığını bitirmek de
tereddüt yaşıyor. İçine vursam mı yoksa yumuşak bıraksam mı derken pozisyonlar
heba oluyor. Ribaunt hassasiyetinin kaybolmamış olduğunu görmek güzel. Ligin 2.
yarısını fena geçirmese de bu sezon özelinde onun adına olumlu
konuşabileceğimiz pek bir şey yok doğrusu. Milli Takım kamplarından dolayı ne
şutuna, ne sırtı dönük oyununa çalışmış. Zaten elit seviyeye getiremeyecek olsa
bile bir tehditinin olması gerek. Kendisi sanırım Houston’da şansını denemek
istiyor, buna saygı duyuyorum. Ama denemek istemese bile 5 numaranın yerli
oyuncusu olarak ben Zaza’yı tercih ederim.
Sertaç Şanlı
TBL İstatistikleri: 3.5 sayı, 2.5 ribaunt
EC İstatistikleri: 9 sayı, 6.5 ribaunt (2 maç)
Oktay Mahmuti ile birlikte geçirdiği 2 sezon da oynadığı topu
beğendiğimi söylemek güç. Sezon başında gönderilmesini istiyordum, hala da ona
süre verebilecek takım varsa gitmesini istiyorum ancak kendini daha fazla
geliştirebilmesi için. Yumuşak olduğundan yakınıyorduk ama hem Kızılyıldız, hem
de ligin son maçlarında gösterdiği üzere bu problemi biraz törpülemiş. Basketbolcularda
sakalın olması gerektiğine inanırım, daha sert gösteriyor psikolojik olarak. Ama
işte bu kalınlaşma dönemi sırasında o yumuşak bileklerinin kaybolmaması gerek.
Kadroda 5. veya 6. uzun olarak her zaman yeri var. Belki çok uzun süreler
oynamadı ama fiziksel gelişimine şahit olduğum için ona cidden saygı duyuyorum.
Play-off’ta ilk turda süre alması olası, ondan sonrası için zor ve henüz erken.
KOÇ
Ergin Ataman
BAŞINA GELEN OLAYLAR:
Jamont Gordon: Sakatlığından 8 maç, cezasından dolayı 2 maç
oynamadı.
Cenk Akyol: Zatürre oldu, 1 ay oynamadı.
Göksenin: Sezonu ilk haftalarda kapattı.
Domercant: Sezonu ilk haftalarda kapattı.
David Hawkins: Koko skandalı.
Engin Atsür: En formda olduğu dönemde sezonu kapattı.
Erwin Dudley: Ayak baş parmağı kırık bir şekilde oynadı.
İlkan Karaman: Sezon başında yedek 4 numara olarak düşündü
ve Cevher’i gönderdi. Ama o mevkiiye takviye yapamadı.
Seyirci cezası: Karşıyaka, Fenerbahçe ve Banvit gibi ilk
yarıda yenildiğimiz 3 takıma karşı boş salonda oynamak zorunda kaldı.
Galatasaray taraftarı: Olaylı bir şekilde gelmesinin
akabinde kendi taraftarı bile ona sırt çevirdi.
Twitter: Geçen sene de yazdığı fair-play mesajları milli
takıma yoruldu, ‘Ergin Hoca, Milli Takım Koçluğunu, Galatasaray’dan daha çok
önemsiyor dendi.’
Fenerbahçe Türkiye Kupası maçı: Hakemler maçı bizden alıp
Fenerbahçe’ye öylesine rahat bir şekilde verdi ki elinden kupa alındı.
Mali durumlar: Oyuncuları konsantre etmek de güçlük yaşadı,
Jamont kupa maçından önce ihtarname çekti, N’dong ‘oyuncular mutsuzlaştı’
şeklinde demeç bile verdi.
Kuban maçı: EC yönetimi maçın ertelenmesini reddetti, 10
saatlik dinlenmeyle maça çıkıldı ve averaj verildi.
Aldatma: Hürriyet Gazetesi şerefsizliği.
SONUÇ
Galatasaray kulüp tarihinin en başarılı başlangıcı (8/8)
Galatasaray kulüp tarihinin en iyi normal sezon derecesi (27-3)
Galatasaray kulüp tarihinin üst üste en fazla maç
kazanmasını sağlayan antrenör (17/17)